"Her taraftan Kenan İmirzalıoğlu kuşatması altındayız" demiştim. Filmi bir yandan, dizisi diğer yandan... Bu; reklam açısından bir taktik de olabilirdi, tam aksi, zorlayan bir durum da yaratabilirdi. Ben bunu kafa karıştırıcı olarak yorumladım.
'Uzun Hikaye' filminin yönetmeni Osman Sınav da Şirin Sever'in programında aynı şeyden söz etmiş. "Filmimiz 'Uzun Hikaye' ile 'Karadayı' dizisi aynı dönemlere denk geldi ve biz de ilgiyi diziye kaptırdık. Dolayısıyla bizim filmimiz atv ile mücadele ediyor" demiş. Filmi 300 bine yakın insan izlemiş. Daha fazla olabilir miydi? Olurdu, olur da.

ÇITA YÜKSEK Mİ?
Ve bir başka film. Monica Bellucci'li 'Gergedan Mevsimi'. Eleştirmenler filmi hiç beğenmemiş. Oysa filmin çekildiği günlerde ve sonrasında yaratılan rüzgarı bir hatırlasanıza. Bu filmle ilgili bugüne kadar yüzlerce haber çıktı. Ama bakalım kaç kişi izleyecek? Yapımcılar durumu abartarak hem kendi, hem de seyircinin beklenti çıtasını çok mu çok yükseğe koyuyor! Oysa önemli olan işin iyi olması, insana dokunması. Örnek mi? Çağan Irmak'ın 'Babam ve Oğlum' filmi...