Hakan Akkaya, Teşvikiye'deki bir mekanın valesine aracını teslim etmiş, ardından teslim almak istediğinde ise yediğinden-içtiğinden pişman olacak bir durumla karşılaşmış. Sonuç: Otomobil hasarlı! Düşünsenize; güle oynaya, sevdiğiniz arkadaşlarınızla bir restorana gidiyorsunuz, yemek süper geçiyor, keyifler gıcır, oh artık eve dönme vakti dediğinizde; aracınız size hasarlı bir şekilde teslim ediliyor.
Sonrası ise davalar, kavgalar, tartışmalar, 'Bizim hatamız değil, sizin suçunuz bu. Biz dokunmadık bile' deyip inkar etmeler falan...

KOLTUK AYARI BİLE DEĞİŞMİŞ
Geçtiğimiz günlerde biz de Etiler'in popüler mekanlarından birine aracımızı teslim ettik, yemek sonunda otomobilimizi istediğimizde, depodaki benzin azalmış, koltuk ayarları değiştirilmiş, müzik dinlediğiniz radyo frekansı arabesk kanala geçiş yapmış, vale arkadaşın parfüm kokusu (ter kokusu da denebilir) aracın içine sinmişti. Bunlar yetmezmiş gibi bir de üstüne 50 lira vale ücreti istiyor. 'Yahu bu ne hal?' demenize fırsat vermeden, ukala bir tavırla da arkasını dönüp, basıp gidiyor, başka bir aracı teslim alıyor. Şimdi merak ediyorum bu araçla nereye gittin? Kime ne teslim ettin?
Hangi işini hallettin? Benim vale ücretim kadar benzini yakarken hiç mi utanmadın?
Bir de o otomobil çizikler içinde gelseydi ne olacaktı? Sanırım valelerin o mafyavari hal ve tavırlarını başımıza sarmamak için arkamızı dönüp gidiyoruz korkudan (bu da bir itiraf kabul) ya da bir cesaret içimizdeki cengaveri serbest bırakacağız artık. Gerçekten korkuyorum; sonumuz Ece Sükan'ın eski eşi Ümit Benan gibi olacak. Bir takipçim de "Mert Bey canım gibi baktığım arabamın, senede üç-dört kez valeler tarafından sürtülmesinden bıktım. Ne yapacağım bilmiyorum" diyor.
Hadi bakalım çık çıkabilirsen işin içinden...