Bu ülkenin başına sarılmış en büyük bela, "Dikkat çek de nasıl çekersen çek!" anlayışıdır. Geçen gün meme kanserine dikkat çekmek isteyen Hülya Avşar, kendi muayenesini 'eğlenceli' bir dille kaleme aldı. Özetle şunları yazdı: "Düşünsenize memeleriniz birinin elinde, kim bilir günde kaç kişinin memelerini yoğuruyorlarsa. 15 dakika eviriyorlar, çeviriyorlar, uzatıyorlar; yüzlerinde sıfır ifade. İşin komik tarafı; bu kontroller 15 günde bir olsa, memeler dizlere iner, topla toplayabilirsen."

FENA ISKALADI
Üslubuna yöneltilen eleştirileri de, "Dikkatleri bu konuya çekmek için yaptım" diyerek savuşturmaya çalıştı. Ama fena halde ıskaladığı bir nokta var. Mesleğimden örnek vereyim.
Bizde başlık atmak çok önemlidir. Çünkü okuyucuyu ilk yakalayacağın yer başlıktır. Akabinde etkili bir spot atar, özeti geçersin. Bu ikisiyle bağlayabilirsen okuyucuyu, yüksek beklentiyi karşılayacak bir yazı içeriği sunman gerekir.
Başlık güzel, spot güzel ama yazı fos… Bir defa kandırırsın okuyucuyu, ikincisinde bulamazsın. Bu sebepten gelişmiş ülkelerde kompozisyon derslerinde öğrencilere, tüm fikirleri bir kâğıda alt alta yazmalarını, fikirleri gruplamalarını ve yazıya tüm bunlardan sonra başlamalarını öğretirler. İşin temeli, anlamlı, mantıklı metinler yazmaktır; bunun üzerine bir de ilgi çekici yazabilirsen, o da senin ayrıcalığın olur.
Henüz meme demeye bile utanan bir toplumda, meme kanseri için alınabilecek tedbirleri; meme sündürme, avuçlama, elleme üçgeninde yazmak meme kanserine dikkat çekmek değildir.
Belki yazın ilgi çekti ama akıllarda ne kaldı Hülya Avşar? Kaç kişi senin yazını okuduktan sonra bilinçlenip kontrole gidecek acaba? Ama dikkat çektin ve konuşuldun bak orada haklısın…
Ama madem amacın buydu, yazına başlık olarak 'Lingo Lingo
M…..R' (Ki meme yazmaktan neden utandın, onu da anlamadım!) yerine 'Memelerimi Yoğurdular' (Senin tabirinle) atsaydın, daha çok ilgi çekerdin!