Bu kör cehalet, bu dipsiz hoşgörüsüzlük kuyusu, bu kibir beni çok korkutuyor. Haberi okumuşsunuzdur, Kanadalı diplomat Hans Himmelbach çok sevdiği Bodrum'a yerleşiyor ve burada da ölüyor. Cenazesi, gerekli izinler alındıktan sonra Torba mezarlığına defnediliyor. Ve ne oluyorsa ondan sonra oluyor. Kara cehalet birden hortluyor ve ismi lazım olmayan ama oldukça işgüzar olan bir aile, şikayette bulunup "Bu Hıristiyan'ın bizim annemizin mezarının yanı başında ne işi var?" diyor. Rahmetlinin tozu kalmamış, ruhu ait olduğu yere çoktan gitmiş, adam neyin peşinde? Bir Hıristiyan'ın mezarının yanında, Müslüman olarak annelerine nasıl dua ederlermiş? Senin de gideceğin yer aynı be adam! Yaradan'ın da aynı... Bu hakaret en başta da ona zaten... Allah affetsin seni diyeceğim ama yok ya, ne affedecek, etmesin!