Cumartesi akşamı Şeb-i Arus törenlerini televizyon ekranından izleyenlerin dikkatini çekmiştir.
Tören tam olarak bitmeden 'Aman kalabalık olmadan bir an önce çıkalım' mantığıyla yetişenler, bulundukları ortama büyük bir saygısızlık yapıp ayaklanıverdiler. Çünkü onlar her konserin, her filmin, her gösterinin sonunu piç eden analarından babalarından öyle gördüler!
MEVLANA'YI BİLMİYORLAR
Bir de tören başlamadan önce yapılan 'lütfen alkışlamayınız' anonsunu da hiçe sayıp, kendilerini Anadolu Ateşi'nde sanıp o şapşal ellerini birbirine çarpmak suretiyle beğenilerini belirtmekten kendilerini alamadılar. Çünkü onlar ne bulundukları ortamın farkındaydılar, ne izledikleri 'sema'nın, ne de o törenin neden yapıldığının...
Onlar Mevlana'yı Elif Şafak'ın yarattığı bir roman karakteri sananlar.
BİRAZ EDEP YA HU!
Onlar Şems-i Tebrizi'yi aynı romandan duyup, birbirlerine 'Ay çok yakışıklıymış böyle kara kara gözleri varmış' diye anlatanlar.
Ve 'Düğün Gecesi'ni duyunca, kendilerini gerçekten bir düğün salonunda zannedenler...
Rica ediyorum önümüzdeki sene onlar ve benzerleri özenip de bilip bilmeden, taaa oralara kadar gitmesinler.
Edep ya hu!