Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ÖNCEL ÖZİÇER

Çamaşır torbası elinde bir çocuk

Mehmet Ali Erbil, dün sabah 2.
Sayfa programının konuğuydu. Kendi sunduğu programlarda 30 saniye bile izlemeye katlanamadığım Erbil'i konuk olduğu bu tür sohbet programlarında denk gelirse keyifle izlerim hep.
Sululukları rafa kaldırıyor, samimi ve doğal halleriyle lafını dinlettiriyor çünkü.
Hele bir de konu her açıldığında çocukluk ve ergenliğini anne-baba sevgisi, ilgisi görmeden zor şartlar altında geçirdiğini anlatır ki, gerçekten içim sızlar.

AKLIM ALMIYOR
Hep söylerim, çocuklara dayanamıyorum ben.
Dün yine çocukluğuyla ilgili bir anekdot paylaştı Mehmet Ali Erbil.
Konservatuvarda yatılı okurken birikmiş çamaşırlarını yıkatacak insan ararmış. Çünkü herkesin annesi hafta sonları çamaşırlarını yıkarken, onun annesi yıkamaz, hatta eve bile sokmazmış.
Neden?
Çünkü ikinci kocası yani M. Ali Erbil'in üvey babası buna izin vermezmiş.
O küçücük çocuk da çamaşırlarını utana sıkıla arkadaşlarının annelerine verirmiş, temizlenip paklansın diye.
Bir anne, kocaya yaranmak için evladına nasıl kıyar benim aklım almıyor.
Doğurmuş olsaydım, çocuğumla ilgilenmeme hangi cengaver karışmaya kalkabilirdi acaba?
Sadece söz konusu anne için söylemiyorum. Bu tür örnekler var tanıdığım; birden onları hatırladım.
İlk kocadan doğurdukları çocukları ikinci kocaya yaranmak için gözden çıkaran kadınlar yani. Çocuk doğuran ama anne olamayanlar. İşte, onlar yüzünden de anne şefkati görmeden, bilmeden büyüyen çocuklar, aslında hiç büyümez, hep çocuk kalırlar.
Ve o yüzden belki de, eksik doldurmak için yaptıkları hatalarını hoş görmek, ruhları oyun parkında kaldığı için yaptıkları yavanlıkları da görmezden gelmek gerek. Kim bilir?

YAZARIN BUGÜNKÜ DİĞER YAZILARI
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA