Salı günü bu köşede yazdığım 'Taksim'in ortasında dayak' yazımdan sonra Beyoğlu İlçe Emniyet Müdürü Gökhan Özsavaş ile görüştüm. Neydi yazıda anlattığım? Efendim cumartesi gecesi taksiyle Taksim Meydanı'ndan geçerken ışıklarda dört erkek, bir kız kavga ediyordu. Erkeklerden biri belinden kemerini çıkartmış, diğerini dövüyordu.

İHBAR EDİLMEZSE NE OLUR?
Ortada, hem de tam Taksim Meydanı'nda niçin polis yoktu? Bu olaydan önce de Beyoğlu Hayal Kahvesi'nin sokağında yüzü gözü kan içinde bir adam vardı. Yine "Hop ne oluyor kardeşim?" diye soran bir polis yoktu. Şimdi gelelim Gökhan Özsavaş'ın bana anlattıklarına... Yazımdan sonra Taksim'deki kamera kayıtlarını inceleyip, kemerli dayağı tespit etmişler. Olaydan tam altı dakika sonra telefon ihbarıyla polis ekipleri gelmiş. E ben de sordum tabii; "Sayın Müdürüm, yok mudur sizin meydan ekipleriniz?" Gökhan Özsavaş şöyle cevapladı: "Cadde üzerinde sabaha kadar dolaşan dört ekibimiz, en az 20 tane Yunusumuz ve 80-90 civarı da sivilimiz var." Benim bahsettiğim iki yerden biri Taksim Meydanı, diğeri de eğlencenin en yoğun olduğu Büyükparmakkapı Sokak. İhbar etmezsek oralarda güvenliğimiz sağlanmayacak mı yani?

SUÇ İŞLENMEZ DEMİYORUM
Gökhan Özsavaş bu soruma da; "Her noktada polis bulundurma şansımız yok ama alan hakimiyetimiz var. Bakın ben Beyoğlu'nda suç işlenmez demiyorum ama işleyen kesinlikle yakalanır" şeklinde yanıt verdi. Ben de İstanbul'da, gençlerin eğlenmek için seçtiği ilk adres olan Beyoğlu'nda daha rahat ve güvenli bir biçimde gezebilmek istediğimi belirttim. Çünkü iki gram alkol alıp kendini kaybeden ve suç işleyen insanlara Beyoğlu'nu bırakmak istemiyorum! Önümüzdeki günlerde ilçe Emniyet Müdürü Gökhan Özsavaş ile Beyoğlu'nda bir gece turu atacağız. Bakalım gecenin notlarından ne çıkacak? Suç işleyeni yakalamak tabii ki çok önemli ama suç oranını en aza indirmek ve vatandaşı korkusuzca sokağa çıkarabilmek daha da önemli değil mi canım...