Oh maşallah, ünlü dünyasında yine kılıçlar çekilmiş, kalkanlar kuşanılmış. Bu sefer kahramanlarımız fantezi şarkıcı-dizi dizi oyuncu Özcan Deniz ve Nurgül Yeşilçay. Tabii Nurgül Yeşilçay'ı kavgada bile teke tek alamıyoruz, yanında bonus olarak eski şovmen eşi Cem Özer de geliyor. Neymiş efendim? Özcan Deniz bir film çekiyormuş, başrolde oynaması için Nurgül Yeşilçay'a teklif götürmüş... Yeşilçay projede oynamak istemediğinden, "Bari para için yapayım" mantığıyla Deniz'e çekmiş 750 bin dolar. Para uçuk olunca bir anda ayran içip ayrı düşmüş eski 'Asmalı Konak'çılar. Önce Nurgül Yeşilçay köşeci Cengiz Semercioğlu'nu arayıp saydırmış, şimdi de Özcan Deniz. Nurgül "Özcan'dan yönetmen olmaz, o bu işi kıvıramaz" derken, Özcan Deniz "Cem'le Nurgül nankör! Ben onlara zamanında neler neler yaptım" çekmiş. Artık ne paragözlüğü kalmış Nurgül Yeşilçay'ın, ne de Cem Özer'in dolandırıcılığı... Aferin! O kadar güzel, o kadar seviyeli bir tartışma ki, gözlerimiz yaşarıyor vallahi! Umarım yarın Nurgül-Cem ikilisinden başka bir salvo gelmez (Umma kızım kereviz, gösteri başladı bir kere, bu işin sonu karakolda biter) Çünkü bu kavgadan haklı çıkmaz. Çıkamaz. Çünkü birbirini kötüleyerek, vicdanının sesini kısarak kirli çamaşırlarını ortaya dökerek, "Eline gözüne dizine dursun nankör" buyurmak uzun vadede kimseyi haklı yapmaz. Çünkü fazla konuşmak, her şeyi konuşmak, haklıyı da haksız ediverir. Bazen tek bir cümle ya da hiçbir cümle daha yerindedir. Daha güzeldir. Daha şanlıdır. Çünkü böylesine bir ağız dalaşına girmek sadece iki tarafın da kredisinden yer. Gözden düşürür. Kavgadaki kişiler kim olursa olsun, "Benim kocam senin kocanı döver, bak ağzını caaart diye yırtarım" tadındaki birbirinin gözünü oymak isteyen mahalle kadınlarından bir arpa boyu ötede algılanamazlar. Çünkü bu şekilde kazanılmaz. Haklı bile olsan her defasında kaybedilir. Daima kaybedilir. Ve gün sonu raporunda maalesef kendinden kaybedilir.