Mesut Özil, Hürriyet'ten Mehmet Arslan'a verdiği röportajda "Tarkan, İsmail YK, Ferdi Tayfur, İbrahim Tatlıses dinliyorum. Hatta arabamda tüm bu isimlerin karışık CD'si var" demiş. Hayranı olduğu Recep İvedik'in tüm filmlerini izlediğini, 'Kutsal Damacana'ya bayıldığını belirtmiş... Doğrusu Mesut'un Beethoven dinlemesi beni de şaşırtırdı ama müzik ve sinema zevkine bakarak rahatlıkla "Zidane olmayacağını" söyleyebilirim...

AMAN MOURINHO DUYMASIN
Derdim kimseyi aşağılamak değil, sonuçta her müzik ve filmin bir alıcısı var ama Mesut'un müzik ve sinema tercihleri toplamda elit değil, hatta çok vasat. Halbuki futbol endüstrisi, artık bir Real Madrid yıldızından İsmail YK dinlemek yerine daha elit zevkler bekliyor. Popüler kültürde de artık Eric Cantona, Zidane gibi yaşam felsefeleriyle ikonlaşmış futbol yıldızlarına yer var. Bu noktada Real Madrid'in teknik direktörü Jose Mourinho'nun El Pais gazetesine verdiği röportajdan alıntı yapalım: "40 yıl önce bir oyuncuyu kampta elinde bir kitapla görmek çok sıra dışı bir olaydı. O zamanlarda iskambil oynanırdı. Dünya değişti ve şu an futbolcu çok daha fazla talimat alıyor. Futbolcu artık çok daha bilge, zeki ve mükemmeliyetçi. Bu yüzden artık hocalar da eskiye göre çok daha donanımlı olmalılar. Sadece futboldan anlayan bir hoca bitiktir." Vallahi biri benim bu yazıyı Mourinho'ya okutsa ya da o, İsmail YK dinlerken Mesut'u yakalasa kesin ifadesini alır! Bu arada röportaj, "Mesut, Türk mü Alman mı?" tartışmasına da son verecektir. Mesut tam Almancı çıktı. Arabasındaki karışık CD de herhalde korsandır!