Geçtiğimiz hafta medya patronları ve genel yayın yönetmenlerinin 28 Şubat'la ilgili Meclis Darbeleri Araştırma Komisyonu'na yaptıkları açıklamalardan üç sezonluk dizi çıkar!
Fatih Çekirge, Star Gazetesi'ne geçerken, Uzanlar'dan 4 ya da 5 milyon dolar almış mesela! Bir de buna aldığı maaşı, şirket tarafından ödenen masraflarını, kredi kartlarını falan ekleyin; Çekirge'nin maliyetiyle New York Times'ın tüm yazı işleri kadrosunu transfer edersiniz, Anadolu Ajansı'ndan daha büyük bir muhabir ordusu kurarsınız.
Aydın Doğan komisyona "Onu (Emin Çölaşan) ben kovdum çünkü her seferinde benden 300 bin, 500 bin götürdü. Ben gidiyorum diye bize haber gönderir, biz de 'Aman gitme' deyip para verirdik!" demiş.
Çölaşan da anında köşesinden yanıt verdi: "Bana ve bazı Hürriyet yazarlarına çeşitli zamanlarda para verdiği doğrudur. Burada isim vermek istemiyorum, bazılarına da ayrıca evler, villalar, 'Beykoz Konakları' almıştır. Bana kendiliğinden verdiği paralar 1997-1998, 1999, 2002 ve 2006 yılları arasında ödenmiştir."
HESAPLAŞMA MI DEDİNİZ?
Savunmaya bakar mısınız? "Ben diğerlerinden daha az aldım!" Hadi 300 ile 500 binin ortalaması 400 bin dolar olsun, Çölaşan o dönem dillere destan maaşının dışında, kafadan 2 milyon dolar almış. Beykoz'da konaklar, villalar alanların toplam maliyeti ne kadardı acaba?
Meclis Darbeleri Araştırma Komisyonu'na davet edilen patronlar, anlı şanlı genel yayın yönetmenlerinin hiçbiri devletten bir kuruş para almadıklarını söylediler! Ee o zaman o müthiş transfer paraları, yazar maaşları ne için verildi?
Kadrosuz muhabir çalıştıracak kadar ince eleyip sık dokuyan gazete patronları elbette bu paraları boşa vermedi! O gazetecilerin hepsinin bir misyonu vardı. Kimi tetikçi yazar, kimi ihaleci...
Görünen o ki, 28 Şubat darbesinde medyayla hesaplaşma da "Benden her seferinde 300-500 bin dolar götürdü", "Askere karşı gelemezdik" geyik muhabbetiyle kayıtlara geçecek. Ve medya geçmişte de, bugün de, gelecekte de aynı çarkın içinde dönecek!
En kötüsü de ne biliyor musunuz?
O kadar yolsuzluğa, kire batağa bulaşmış ve bulaşırken de Karun kadar zengin olanların, hâlâ aramızda büyük gazeteciler olarak dolaşmaları!
28 Şubat medyasıyla hesaplaşma bu böyle olmamalı!
