Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ŞİRİN SEVER

Ay çok güldüm, Allah da sizi güldürsün!

Yıllardır kendime 'şu espri yeteneğini geliştir biraz' der dururum... 'Anla artık şu şakaları, ortama uy' derim ama olamadı gitti işte! Bu kez de Müjde Ar'ın yaptığı şakayı anlamamış, boka batmışım resmen! Hani Sezen Aksu son İstanbul konserinde seyircilere "İki kadehten sonra önüme gelene telefonumu veririm" diye espri yapınca Müjde Ar da altta kalmamış, yeni başlayan programında kadim dostu Sezen'le bir anılarını anlatmıştı ya; ondan bahsediyorum. Sezen'le kafaları çekmişler hani... Bir-iki kadeh içtikten sonra da Minik Serçe "Kürt meselesi çıkmaza girdi, hadi gel Başbakan'ı arayalım" demiş ona. O da "Ay kızzz Emine Hanım kızmasın" diye çekinince "Yok o bana alışkın, veriyor hemen telefonu" demişti ya... İşte o hikâye. Ben de yemedim içmedim; bu duyarlı iki kadının bu işi dalgaya almalarına, sulandırmalarına, artık 'insan hayatlarını ilgilendiren' bu konuda bu derece lakayt olmalarına tepki gösterdim. Ama, ah eşek kafam, ah! Bu kadar yaratıcı espriyi bile algılayamamışım! Taraf'ın televizyon sayfasındaki Telesiyej köşesinin yazarı uyandırdı beni Allah'tan. Ondan kaçmazdı zaten, çünkü uzun süredir TV kritiği yapması gereken köşede Sezen Aksu'nun avukatlığını üstlenmiş durumda kendisi. Haaa, şakadan anlamadığım için beni gerizekalı sınıfına da sokmuş bir güzel, üstüne de ekmekli kadayıf niyetine medya sektörüne çok ciddi uyarıda bulunmuş: "Yazılısıyla, elektronik olanıyla medyanın kendini algı düzeyinde hızla yenilemesi, artık oldukça demode kalan entelektüel sermayesini yenilemesi, zenginleştirmesi gerekir..." Bak bak bak! "Hiç de şüphelenmemiş Şirin Hanım, Müjde Ar'ın söylediklerinin şaka olabileceği ihtimalinden" diye de eklemiş. Sağolsun, varolsun. Da... Mesele başka, mesele ciddi. Sulandırılacak gibi değil. Daha birkaç gün önce Diyarbakır'da havan topuyla paramparça edilen bir kız çocuğunu örnek gösterip 'İşte açılım budur' diyen Taraf'ın yayın yönetmeni, kendi gazetesinde 'Ayol espri yaptılar, anlamıyorsun' diye TV kritiği(!) yapılmasından nasıl rahatsız olmuyor, bunu anlamıyorum. İnsan hayatları ne zamandan beri espri konusu olmaya başladı? Yani kusuru bakmasın kimse... Birileri Sezen ya da Müjde ne konuda espri yapsa gülebilecek kıvamda olabilir ama izin verirseniz ben almayayım. 'Hah hah hah, ay ne de komikti' deyip gülemeyeceğim ben bu mevzuda. En az o köşenin yazarı kadar severim bu iki kadını. Başka biri söylese umurumda bile olmaz ama ben onların her söylediğini ciddiye alırım, insanlıklarını, duyarlılıklarını, öncü olmalarını, farklı durmalarını, cesur davranmalarını, neşelerini, enerjilerini, sıcak yüreklerini, hatta esprilerini bile! O yüzden Müjde Ar'ın anlattıklarını, ben bu iki kadına yakıştıramadım. Bence asıl bu durum 'kara mizahı aşıyor!' Yorum hassas iştir canım telesiyejim, biraz duyarlılık, biraz 'objektif' olmayı gerektirir, her konuda avukatlık sakil durur. Medyanın bu anlamda da kendini yenilemesi gerekli. Her konudaki espriye 'gülüp geçsene canım' mualemesi yapılmaz. Yapılmamalı. Capito?

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA