Bünyesinde teknik eğitim fakültesi veya mesleki ve teknik eğitim fakültesi bulunan üniversitelerin bu fakültelerinin kapatılıp yerine Teknoloji Fakültesi; mesleki eğitim fakültesi bulunan üniversitelerin bu fakültesinin yerine Sanat ve Tasarım Fakültesi, ticaret ve turizm eğitimi fakültesi bulunanda da yerine Turizm Fakültesi kuruldu. Yeni kurulan fakülteler, kapatılanların aynısı olmayacak. Mesleki ve teknik ortaöğretimin öğretmen ihtiyacı, kurulan fakültelerin mezunlarından 1 yıl pedagoji eğitimi görerek pedagoji sertifikası alanlar tarafından karşılanacak.
Kapatılan fakültelerin öğrencileri, bulundukları fakültenin giriş şartlarına tabi olacak. Yeni kurulan fakültelerin eğitimleri, fakültede yapılan okul eğitimi ile işyerinde yapılan işyeri eğitiminden oluşacak. Öğrenciler fakültede 7 yarıyıl okul eğitimi ile 1 yarıyıl iş eğitimi alacak. Bu yeni fakültelere, meslek lisesi öğrencilerinin, YGS veya LYS (MF, TM, TS) puanlarından hangisi yüksekse, o puana göre öğrenci alınacak. Meslek lisesi öğrencileri, kendi alanlarını takip eden 4 yıllık fakülteleri tercih ettiklerinde, ağırlıklı ortaöğretim başarı puanları, genel liselere nazaran daha yüksek bir katsayıyla (mevcut sisteme göre 0.21) değerlendirilecek.
Gerekçeler ve hedefler
Bu kararın gerekçelerini şöyle sıralayabiliriz. Teknik Eğitim Fakültesi mezunlarının unvan ve statüleri belirlenmediğinden, sektörde ciddi bir unvan, yetki ve sorumluluk problemi ile karşılaşıyorlar. Gelişmiş ülkelerde mühendislik kavramı, klasik anlamının çok ötesine geçti. Teori ağırlıklı mühendislik ile uygulama ağırlıklı mühendislik olmak üzere (Teknoloji Mühendisliği) birbirinden ayrı iki tip ortaya çıkıyor. Ancak, her iki mühendisliğin çalışma alanları birbirini tamamlayıcı nitelikte oluyor. Genel olarak endüstri ve iş hayatı, KOBİ'ler; donanımlı, becerili, üretken olan uygulama mühendisleri istiyor.
Kararın hedeflerine gelince, üniversite-sanayi ilişkileri; uygulama ağırlıklı mühendislerin yetiştirilmesiyle daha etkin şekilde gelişecek. Teknoloji Fakültesi mezunları bunları değerlendirebilecek niteliklere sahip girişimci elemanlar olacak. Akredite edilmiş programlardan mezun olanlar, dünyanın her yanında iş bulma ve mesleğini geliştirme fırsatı bulabilecek. Mezunlar; kimlik bunalımı ve iş hayatındaki statü belirsizliği yerine, tanımlı ve aranan teknik eleman statüsüne kavuşacak.
Ülkemiz ve uluslararası endüstrinin tercih ettiği teknik eleman tipini yetiştirmekle, mesleki ve teknik ortaöğretime ve dolayısıyla teknoloji fakültelerine daha başarılı öğrenci çekilecek. Böylece hem ortaöğretimde, hem de yükseköğretim aşamasında kalite yükselecek ve aynı zamanda genel liselere olan yöneliş azalacak. Bence, mesleki yükseköğretimde yeniden yapılanmayı öngören bu proje doğru bir karar.
