Türkiye'nin en iyi haber sitesi
NİHAT HATİPOĞLU

Ölülerinizi unutmayın

İslamiyet’te öldükten sonra ruhların yaşamaya devam ettiği inancı bulunur. Bu nedenle ölüler için birtakım ibadetleri yerine getirerek onların azabını azaltabiliriz

Ölenlerle irtibatımız devam eder. Çünkü et ve kemik çürür ama ruh yaşamaya devam eder, nimet veya azap içinde olur. Kıyamet kopuncaya kadar da bu hal devam eder. Bu nedenle de ölenler bizden beklenti içinde olurlar. Dünyadaki insan nasıl ilgi bekliyorsa, ölen de aynı ilgiyi bekler.
Mümince yaşamamızı beklerler: Ölenler yakınlarının temiz bir hayat yaşamasını isterler. Çünkü ölenler, perdenin gerisini görmüşlerdir. Orada neyin fayda ve zarar verdiğini anlamışlardır. İsterler ki yakınları temiz bir amelle ahirete gelsinler. Sizin kılacağınız iki rekât namaz ölülerinizi o kadar sevindirir ki tahmin edemezsiniz.
Dua beklerler: Peygamberimiz (s.a.v.) "ölülerinize dua etmekle emrolundum" buyurmuştur. Uhud'da baki mezarlığında ölülere dua etmiş, selamlamada bulunmuştur.
Sadaka beklerler: Bir adam gelir ve Hz. Peygamber'e (s.a.v.) sorar. Annem öldü. Ama vasiyet edemedi. Etseydi sadaka vermemi isterdi. Onun yerine sadaka verebilir miyim? Efendimiz (s.a.v.) "evet ver" buyurdu. O halde ölülerimiz sadaka beklerler.



BORÇLARI ÖDENMELİ
Borcunu ödememizi bekler: Peygamberimiz (s.a.v.) ölünün bıraktığı borcu akraba veya uzak kişilerin ödemelerini emrederdi. Hz. Peygamber (s.a.v.) borçlu cenazenin borcu ödenmedikçe cenaze namazını kılmamıştır. Böylece kişinin ahirete borçsuz gitmesini sağlamaya çabalamıştır.
Oruç borcunu ödememizi isterler: Esas olan kişinin kendi ibadetini yapmasıdır. Ancak akrabaları bazı ibadetlerin sevabını ölüye bağışlayabilir. Allah da dilerse kabul eder. Bir kişi Efendimiz'e (s.a.v.) gelir ve şöyle der: Annemizin bir ay oruç borcu kaldı ve öldü. Ben onun yerine tutsam olur mu? Efendimiz (s.a.v.) "borcunu öde" buyurmuştur. Tabii bu şu demek değildir: Sen oruç tutma ben senin yerine tutarım. Hayır. Bu bahsedilen farklı bir durumdur, ölüye bir bağıştır.
Kabire Kuran okunur: Alimlerin çoğuna göre ölüye ve mezara Kuran okunur. Fatiha, İhlas, Yasin gibi sureler okunabilir. Okunan Yasin Suresi ölünün yükünü hafifletir. Medinelilerin mezarlıkta Yasin okudukları kitaplarda anlatılır.

PEYGAMBERİMİZ'İN (S.A.V) DİLİNDEN GIYBET VE İFTİRA ARASINDAKİ FARK
Bir gün Hz. Aişe, kuması olan Hz. Safiye hakkında "kısa boylu kadın" tarzında bir tarif kullanır. Hz. Peygamber (s.a.v.) bu tanımlamadan rahatsız olur. Şöyle buyurur: "Aişe! Sen öyle bir söz söyledin ki şayet bu söz denize karışsaydı, onun suyunu bile bozardı." Hz. Aişe, "Ama ben iftira atmadım. Onun fiziğini tarif ettim" dese de Hz. Peygamber (s.a.v.) bunu kabul etmez ve şöyle açıklar: Onun yüzüne karşı söylediğinde onu rahatsız edecek olan şeyi onun arkasından söylersen, buna gıybet denir. Sen onda olmayan bir şeyi söyleseydin bunun adı iftira olurdu. Hz. Peygamber (s.a.v.) daha sonra Miraç'ta gördüğü şu manzarayı aktarır: "Ben Miraca çıktığımda bakırdan tırnaklarıyla yüzlerini ve göğüslerini tırmalayan insanlar gördüm. "Bunlar da kim?" diye sordun. Bunlar, insanların namus ve şereflerini arkalarından çekiştiren insanlardır, diye bana bilgi verdiler.

BİR DUA

Şeyh Sünnüsi'nin duası
Allah'ım sen her türlü noksanlıklardan uzaksın. Hamd Allah'a mahsustur. Allah'tan başka gerçek ilah yoktur. Allah en büyüktür. Güç ve kuvvet ancak yüce ve büyük Allah'ın yardımıyladır. Bu zikirleri; şimdiye kadar yazılmış, yazılmakta olan ve sonsuza kadar yazılmaya devam edecek olan harfler sayısınca ve bütün zamanlar boyunca tekrar ediyorum.

ESMA-ÜL HÜSNA
ES-SEMİ: Her şeyi işiten duaları kabul eden.

BİR AYET
Şüphesiz ayetlerimizi inkâr edenleri biz ateşe atacağız. Derileri yanıp döküldükçe, azabı tatmaları için onların derilerini yenileyeceğiz. Şüphesiz Allah, mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet sahibidir. (Nisa, 56)

BİR HADİS
"Çocuklarınıza gereken ikramı yapın ve terbiyelerini güzel yapın." (Kütüb-i Sitte 7091)

BİR SÜNNET
Yemeğe tuz ile başlamak. (Tuz dişlere kayganlık sağladığı için yemeklerin yapışması önlenmiş olur ve temizleme kolaylığı oluşur.)

SORU - CEVAP

1. Ölünün 52. günü var mı?
Ölenin 40. veya 52. günü şeklindeki uygulamanın dini bir kaynağı yoktur. Ama kişi vefat eden yakınının 40. veya 52. gününde hayır yapacaksa, mevlid veya hatim okutacaksa bunun da sakıncası yoktur. İstediğiniz gün istediğiniz iyilikleri yapıp, vefat edenin ruhuna gönderebilirsiniz.

2. Gelinim torunlarımı bana göstermiyor. Allah bunu kabul eder mi?
Ne olursa olsun gelininizin böyle bir hakkı yoktur. Dünyanın en güzel nimeti olan torunlarınızı, evlatlarınızı, kimse sizden kaçırmamalı. Bu günahtır, zulümdür.

3. Mezarı sulamak faydalı mı? Yeşillik mezara fayda verir mi?
Mezara su dökmek, Peygamberimiz'in (s.a.v.) ve sahabesinin uygulamasıdır. Toprağın oturmasını sağlar. Mezara yeşil ot dikmek sünnettir. Peygamberimiz bir mezarın başında durmuş ve buradaki azap çekiyor dedikten sonra oraya yeşil bir dal dikmiştir. Bunun sebebini sorduklarında, "Yeşil olan bu dal yüce Allah'ı andıkça bunun da azabı hafifler" buyurmuştur.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA