HÜLYA GÜLER

Almanya’da bir cesur yürek

Almanya'ya ilk giden Türk işçi ailelerinin hikayesinde ne büyük zorluklar, fedakarlıklar, çokça alın teri, ayrımcılıkla gelen büyük acılar ve belki de en çok memleket özlemi vardı. Ama geride kalan 65 yılda bu hikayelere ikinci ve üçüncü nesil Türklerin girişimcilikte, bilimde, sanatta ve sporda elde ettiği büyük başarılar da eklendi. O kadar ki Türk girişimcilerin Alman ekonomisine katkıları araştırmalara konu oldu. Bugün Almanya'nın olimpiyatlara gönderdiği takımlarda çok sayıda Türk ismine rastlamak mümkün. Almanya'daki Türklerin yolu uluslararası festivallere oradan da Hollywood'a kadar çoktan uzandı. Hatta hatırlayın, Covid 19 pandemisinde Almanya'daki bir Türk çiftin; Prof. Dr. Özlem Türeci ve Prof. Dr. Uğur Şahin'in geliştirdiği aşı bütün dünyaya umut olmuştu.

İşte Avrupa'nın tam yapay kalp nakli yapan ilk kadın cerrahı unvanını taşıyan Doktor Dilek Gürsoy da Türklerin Almanya'da yazdığı bu büyük başarı hikayelerinden biri. Babasını henüz çocuk yaşta kaybeden ve annesinin özverili çalışması ile okul hayatını tamamlayan Gürsoy, tıp eğitiminin ardından kalp cerrahisine yöneldi. Ve bu alanda çok fazla insanın cesaret edemediği kalp nakli gibi hayati bir konuda uzmanlaştı. Bugün sadece ameliyat ettiği hastaların hayatını kurtarmakla kalmıyor, yeni yapay kalp geliştirmelerine ve uygulamalarına danışman cerrah olarak büyük katkı sağlıyor. Bu yönüyle Avrupa'nın en tanınmış cerrahlarından biri olan Gürsoy, tam yapay kalp nakli konusundaki çalışmalarını 2024 yılında kurduğu GANİ ile bir şirket çatısı altında topladı. Böylece dünya genelinde her yıl 30 milyon insanın yaşadığı kronik kalp yetmezliği gibi kritik bir alanda girişimciliğe de soyunan Gürsoy'un bir diğer amacı yapay kalp naklinin daha erişilebilir olmasına katkı sağlamak. INBUSINESS Dergisi'nin bu ay kapağına taşıdığı Gürsoy'un nihai hedefi ise elbette sağlık teknolojileri alanında unicorn olmayı başarabilmek. Hem girişimci hem de öncü bir cerrah olarak şimdiden dünyada yapay kalp endüstrisinin geleceğini şekillendiren isimler arasında yer alan Dr. Dilek Gürsoy, INBUSINESS'a verdiği özel röportajda kalp nakli konusunda Türkiye'deki çalışmalara da destek olduğunu söyledi. Türkiye'deki çeşitli üniversitelerin yapay kalp ile ilgili projelerini geliştiren ekiplerle temasta olan Gürsoy, "ABD başta olmak üzere Avrupa'da Fransa'nın bu konuda çok çalışması var. Onlar geliştiriyor, kuralları da onlar koyuyor. Türkiye'nin yapay kalp konusunda neden bir cihazı olmasın. Soran, temasa geçen herkese elimden gelen desteği veriyorum" diyor. Bulunduğu her ortamda, bulduğu her fırsatta köklerinin Türkiye'de olduğunu vurgulayan Gürsoy'un bu yönü şirketine isim seçerken öne çıktı. Orhan Gencebay'ın çok kullandığı ve kendisinin de çok sevdiği gani kelimesini şirketine isim olarak neden ve nasıl seçtiğini şöyle anlattı: "İnsanlara bol bol sağlık dağıtmak istiyorum. O yüzden şirketin adını Gani koydum. Bir yandan da benim özümü yansıtsın diye düşündüm. Bir de Almanya'da 47 yıl işçi olarak çalışan annemin iş yeri numarası olan 71'i de görüntü olarak biraz anımsatıyor. Bu girişimimle gerçekten gani gani yani bol bol, çok çok sağlık sıhhat dağıtmak istiyoruz. Hedeflerimiz büyük, daha yolun çok başındayız."
Peki, Gani unicorn yani milyar dolarlık şirket olur mu?
Dr. Gürsoy umutlu, "Neden olmasın" diyor. Bakarsınız herkese bol bol sağlık sunmak için çıkılan bu yolda Gani'nin de kısmetine unicorn olmak düşer.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.