Türkiye'nin en iyi haber sitesi
NAZLI ILICAK

İsviçre'de yabancı düşmanlığı

İsviçre'deki üniversite yıllarımda "xenophobia" kelimesini öğrenmiştim. "Irkçılık/yabancı düşmanlığı" demek. İsviçreliler, yabancıları sevmez, onlarla pek kaynaşmaz; misafirperverlik notları sıfırdır. Hiçbir İsviçreli üniversite arkadaşım, beni evine yemeğe davet etmemişti de, ne kadar şaşırmıştım. Öyle ya, Türkiye'den gelmiştim; bizim ülkemizde ilişkiler çok farklıydı. Zaman zaman, "yabancı düşmanlığına" kadar uzanan bu soğuk tavırlarını kendileri de eleştirirlerdi.
İsviçre'deki şehirler, -temiz olmasına temizdir ama- ruhsuzdur. Demokrat Parti milletvekillerinden Mıgırdıç Şellefyan, Yassıada macerasından sonra, Lozan'a yerleşmişti. "Burası güzel ama kendimi, kuralları tıkır tıkır işleyen bir hastaneye kapatılmış gibi hissediyorum" derdi.
Lâf nereden nereye geldi. Toparlayalım. İsviçreli de, ırkçılık ya da yabancı düşmanlığının medeni bir memlekete yakışmadığını bilir ama son referandum olayı gösterdi ki, "xenophobia"dan hâlâ kurtulamamışlar. İsviçre'deki referandumda minareye % 53 nispetinde "hayır" çıkmasını bu paketin içine koyacaksınız. İslâmiyet ya da fundamentalizm korkusundan ziyade, farklılıklara, yabancılara tahammül edemeyen bir zihniyet söz konusu. O nezaketin altında yatan, soğuk ve tavizsiz direnci görmemek mümkün mü? Fransa'da, türbana karşı tavır ile İsviçre'de "minareye hayır", aynı ruh halinin tezahürü: Yabancı düşmanlığı, ayırımcılık, farklı olana sevgisizlik ve saygısızlık.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA