Başörtülü kızların üniversiteye girme yasağını kaldıran anayasa değişikliği, geniş bir mutabakatla geçmişti; tam 411 oy "evet" demişti; AK Parti ve MHP milletvekilleri birlikte hareket etmişti. Mutabakatın yetmediğini gördük. Anayasa Mahkemesi, değişikliği iptal ettiği gibi, AK Parti'yi, "laiklik karşıtı" olmaktan dolayı yargıladı; mahkûm etti. Parti kapatılmadı ama Hazine yardımı kesildi. Bundan daha önemlisi, AK Parti'nin boynuna "laiklik karşıtı" yaftası asıldı.
Anayasa Mahkemesi, Meclis çoğunluğu ne derse desin, eski çizgisinde ısrarlı. Nuh diyor, peygamber demiyor. Üniversitede başörtüsünü laikliğe aykırı bir duruş olarak görüyor. Üstelik bu yasağı kaldırmaya çalışan partiyi de, "laiklik karşıtı" diye damgalıyor. Bu tavır, düşünce hürriyetine aykırı değil mi? Bir siyasi parti üyesiyseniz, artık nasıl "Genç kızların önü açılsın; başı örtülü olarak üniversiteye girsinler" diyebilirsiniz?
12 Eylül'de "evet" oyları fazla çıkarsa, Anayasa Mahkemesi'nin bu statükocu zihniyeti yeni üyelerin katılımıyla değişebilir. Laiklik ilkesinin daha özgür bir düşünceyle yorumlanması, önemli bir devrim sayılmaz mı? Düşünün, Türkiye, verimsiz bir tartışmayı böylece geride bırakacak. Artık kimse başörtüsü üzerinden siyasi rant sağlayamayacak.