Türkiye'nin en iyi haber sitesi
NAZLI ILICAK

Hayattan dersler

Sınav sırasında son soruya gelince çakıldım kaldım. "Her gün okulu temizleyen hademe kadının adı nedir?" diye sorulmuştu.
Bu herhalde bir çeşit şaka olmalıydı. Kadını, yerleri silerken her gün görüyordum. Uzun boyluydu; saçları simsiyahtı. Ya 40, ya da 50'li yaşlardaydı. Adını nereden bilecektim ki! Tabii ki soruya cevap veremedim. Benim gibi diğer arkadaşlarım da, kadının ismini hatırlamamıştı. Daha doğrusu hiç öğrenmemiştik ki, hatırlayalım.
Hoca, bize hayatımızda bir daha unutamayacağımız bir ders verdi. İnsanlara zengin, ya da fakir ayırım yapmadan değer vermemiz gerektiğini söyledi. Hademeyi, ya da bize hizmet eden herhangi bir insanı küçümsemememiz, halini hatırını sorarak, gülümseyerek onunla kısa da olsa bir diyalog kurmamızı öğütledi.
Tabii hepimiz yanlışımızı fark ettik ve çok utandık. Ama bir ömür boyu hocamın bu sözleri kulağımda çınladı durdu. Tevazuu, sevgiyi elden hiç bırakmadım.

***
Çocuk pastaneye girdi. Servis yapan kıza bir dilim pastanın fiyatını sordu.
-5 lira.
- Peki 3 top dondurma kaç lira?
Dükkân müşteriyle doluydu. Servis yapan garson kız, biraz sabırsızlıkla, biraz da tersleyerek küçük çocuğun sorusuna cevap verdi.
- 3 lira... Sen de ne çok soruyorsun...
- Peki abla bana 2 top dondurma getir lütfen.
Çocuk sessizce dondurmasını yedi ve dükkândan çıktı gitti. Garson kız, çocuğun oturduğu masaya gelince, 2 liranın yanına bırakılmış 3 liralık bahşişi gördü; gözleri yaşardı. Meğer, bahşiş bırakmak istediği için, daha ucuz olan dondurmayı tercih etmiş küçük çocuk.
Buradan da çıkarılacak bir ders var: Sabırsız davranmayın, insanların gönüllerinde taşıdığı iyi niyeti görmeye çalışın.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA