Irak da ekonomi siyaseti belirliyor, Iraklı Sünni ve Şiilerin, Kürt Federasyonu'yla ilgili açılımları peşpeşe geliyor. Enerji diplomasisi işliyor.
Türkiye olarak Irak'ta gittiğimiz yol doğru. Ama işin siyasi faturası ne olacak? İnanın, kimse bilmiyor. O yüzden Türkiye ile Irak arasındaki petrol ve doğalgaz yolculuğunu iyi izlemek zorundayız.
Abartmıyorum.
Şu sıra Shell başta olmak üzere Kuzey Irak'ta petrol ve doğalgaz arayacak olan 31 dev enerji şirketi, Türkiye'nin fahri dışişleri bakanı olarak çalışıyor.
Çünkü Kerkük-Yumurtalık petrol boru hattı hem dev enerji şirketleri, hem de Irak Ulusal Hükümeti açısından son derece kritik!
Niye mi?
Çok basit. Bir yılda 80 milyar dolarlık bütçesini üç kere revize edip 53 milyar dolara çeken Irak Hükümeti'nin deli gibi paraya ihtiyacı var. Petrol satmak zorunda...

***
Irak Hükümeti ne yapsın?
Petrolü üç kanaldan satıyor. Basra Körfezi, İran ve Türkiye. Ayrıca bir de kamyonlarla Ürdün üzerinden petrol sevkıyatı yapılıyor. Türkiye hariç diğer hatlar gırtlağına kadar dolu.
O yüzden yüzde 30 dolulukla çalışan Yumurtalık-Kerkük hattının bir an önce tam kapasite ile çalışması gerekiyor. Irak, 2 yıl içinde günlük 6 milyon varil petrolü ihraç etmek istiyor.
Kuzey Irak'a konuşlanmış dev enerji şirketleri de çıkarttıkları petrolü dünya piyasasına ulaştırmak istiyor. Tek alternatifleri olan "Yumurtalık-Kerkük" hattını tam kapasite kullanmak için Türkiye ile Kürt Federasyonu arasındaki ilişkilerin yumuşamasında büyük rol oynuyorlar.
***
Ancak sıkı durun. Petrol, doğalgaz boru hattı derken bu kez sıraya, daha önce imzalanmış, bizi takip eden okuyucuların da bildiği gibi, "Nusaybin-Erbil-Musul" demiryolu projesi giriyor. Ulaştırma Bakanlığı imzası atılmış bu anlaşmayı artık sandıktan çıkartacak!!!