Yörükler "Kepenek altında er yatar" derler... Anadolu'da kepeneğin altında yaşayan binlerce değer var. Bir kısmı çok şey başardı, bazıları da kapitalist düzenin çarkları arasında yok oldu gitti! Anadolu sanayicisi ve esnafı için borç, onurdur, şereftir. İşte bugün onur ve şerefi için sisteme yenik düşen birinci kuşaktan bir Anadolu sanayicisini anlatacağım.
83 yaşında. Artık adına okullar yaptıran hayırsever işadamı değil, hayır bekleyen vatandaş! Belki çok acı olacak ama bir dilim ekmeğe muhtaç!
Çoğunuz
"Bırakın ya, hileli iflastır bu" diyebilir! Evi, fabrikası, emekli maaşı ve tüm gelirleri alacaklı banka ve diğer alacaklılarınca ipotekli. Kirada oturuyor. Sanayicilerin desteğiyle geçiniyor.
***
Bir zamanlar kartaldı Denizli Basma'nın (Deba) sahibi
Esat Sivri.
Ev tekstiliydi işi. Deba'sı okuldu.
3.2 milyar dolarlık ihracat yapan Denizli'de işadamlarının çoğu Deba'da yetişti. 2 bin çalışanı vardı. Kimse sendikaya sıcak bakmazken Sivri, sendikaya izin verdi. 1998'deki Güney Asya krizi salladı geçti bu koca sanayi şirketini. Artan rekabet, düşen kâr, verimsizlik Denizli'nin 'Koç'una nefes aldırmadı.
Aile şirketi olarak kurumsallaşamadığı için dünya ticaretindeki dalgalanmalara ayak uyduramadı.
İş Bankası'ndan kullandığı yüksek faizli krediyi ödeyemedi. Bu noktada Deba'da örgütlü
Teksif Sendikası yetkilileri dedi ki: "2005'te banka fabrikaya gizlice el koydu. İşvereni kiracı konumuna getirdi. 10 yılda mali yapı kötüye gitti. Sendika olarak,
'işveren batsa bile fabrika satılır borçlar ödenir' diye düşündük. 'İşçi alacağını talep edelim' derken, banka 'patron benim' diyerek binaya el koydu."
850 çalışan
23 milyon lirayı bulan alacağını alamadı hâlâ...
***
Fabrikasının çalışmadığı her gün sabah yedide kapıları açtı Sivri. İşçileriyle konuştu. Medyaya durumu anlattı. Denizlili sanayiciler dedi ki, "Eğer başka bir banka olsaydı, Deba bu noktaya gelmezdi!.."
CHP'nin kurduğu, kuruluş senedinde Atatürk'ün imzası bulunan
İş Bankası'na bakar mısınız? Kendi evlatlarının başını yiyor. Genel Müdür
Adnan Bali, durumdan haberdar mı? Farklı bir çözüm üretilemez miydi? "Bankacılık sistemimiz bırak geliştirmeyi, sanayimizi koruyamıyor!" diyen Denizli Sanayi Odası Başkanı
Müjdat Keçeci haksız mı?
850 işçinin alacağının ikinci plana itilmesine "
tesadüf" diyebilirsiniz.
Peki, İş Bankası'nın kardeş kuruluşu
Şişe Cam'ın Topkapı fabrikasındaki
200 yetişmiş cam ustasına hem Eskişehir'i hem de asgari ücreti dayatmasına ne demeli? Yönetim Kurulu Başkanı
Ahmet Kırman'ın dikkatine!