MAHMUT ÖVÜR

İngiliz parmağı

Siyonist İsrail'in İran'a saldırısı şaşırtıcı olmadığı gibi sadece rejim değişikliğiyle de ilgili değil. Bölge 100 yıl sonra bir kez daha emperyal güçlerin "paylaşma" planıyla karşı karşıya. Bu da Netanyahu denilen savaş suçlusunun boyunu çok çok aşıyor. O, olsa olsa bir aparat olabilir. ABD ve Batı'nın desteği olmadan İsrail'in böyle bir işe soyunması mümkün değil. İşin bam teli tam da burası.
Bu yüzden içinden geçtiğimiz zaman diliminde kimin veya kimlerin savaş istediğine bakılmalı. Mesela Ukrayna-Rusya savaşı, 2022'de İstanbul görüşmeler yoluyla bitirilebilirdi. Ama İngiltere devreye girdi ve savaş uzadı.
Ardından 3 yıl sonra yine İstanbul'da Rusya-Ukrayna heyetlerinin buluşmasından bir gün önce Rusya içlerine kadar girip yapılan drone saldırısına bakın. Bir buçuk yıl bekleyeceksin ve tam o güne denk düşüreceksin. Hiç tesadüf değil ve büyük oranda İngiltere merkezli "küreselcileri" işaret ediyor.

TRUMP AMERİKA'SI DA ŞAŞKIN
Bu tablo bırakın Rusya'yı, Putin'i, fark ettirmiyorlar ama "Trump Amerika"sını bile şaşırttı.
Dönün İsrail'in 13 Haziran gecesi İran'a yaptığı "terör" saldırılarına bakın. Ukrayna'nın Rusya'nın içlerine kadar sızan drone saldırılarının bire bir kopyası gibi. Çünkü ikisi de aynı aklın ürünü.
Üstelik ABD-İran nükleer görüşmeleri sürecekken bu saldırılar gerçekleşti. Saldırı sonrası dikkat ederseniz, Başkan Erdoğan müthiş bir telefon diplomasisi yürüttü ve İran Cumhurbaşkanı'ndan ABD Başkanı'na, Mısır Devlet Başkanı'ndan Pakistan Başbakanı'na çok sayıda liderle görüştü.
Sadece son 24 saat içinde ABD Başkanı Trump, Rusya lideri Putin ve İran Cumhurbaşkanı Pezeşkiyan'la ikişer kez görüşerek şu talebin altını ısrarla çizdi:
"Bir an önce müzakere masasına dönülmeli."
Çünkü birileri müzakereden kaçıyor. Siyonist Netanyahu'nun, bu savaşa kendisini kurtarmanın bir aracı olarak baktığı, dikkatleri Gazze'deki soykırımdan uzaklaştırmaya çalıştığı biliniyor ama İran'a saldırmanın ve olup bitenlerin bundan ibaret olmadığı da biliniyor.
ABD Başkanı Trump'ın yaklaşımları da bunu doğruluyor. Hatırlayın çatışmanın ilk anından itibaren Trump, bir adım ileri iki adım geri bir tavır izledi. ABD'nin İsrail'e destek vereceğini söyledi ama döndü, "Bu gece İran'a yönelik saldırıyla ABD'nin hiçbir ilgisi yok" dedi. Onunla da yetinmedi, Hindistan ve Pakistan'ı ikna ettiğinden, Mısır ile Etiyopya arasındaki gerginliği giderdiğinden söz edip şunu ekledi:
"İran ile İsrail bir anlaşma yapmalı ve yapacaklar..."

İNGİLTERE ÇOK AYIP ETMİŞ!
Görünen o ki Trump'ı da sıkıştıran bir küresel güç "müzakere" istemiyor. O gücün koçbaşı İngiltere mi bilemem ama şu biliniyor: İngiltere, 100 yıl önce sorunlar yumağıyla baş başa bıraktığı coğrafyayı bir kez daha karıştırma hesabı içinde. Bir anlamda ekonomik krizi derinleştirerek "büyük savaş"ın provasını yapıyor. Bölgeye savaş uçağı gönderiyor, Hürmüz Boğazı'na savaş gemisiyle girmeye çalışıyor ve İşçi Partisi lideri sosyalist Keir Starmer, ABD'li küreselcilerle birlikte İsrail'e en büyük desteği vereceğini açıklıyor.
Üstelik AB ülkeleri güvenlik sorunu yaşarken bunu yapıyor ve soykırımcı İsrail'i yalnız bırakmıyor. Bu noktada gel de CHP Genel Başkanı Özgür Özel'i ve "Terk edilmiş hissediyoruz" sözünü hatırlama.
İngiltere çok ayıp etmiş; İsrail'e koşa koşa yardıma giderken "kardeş" partisi CHP'yi ve genel başkanı Özel'i yalnız bırakmış. Sahi bu kimin ayıbı?
Starmer'ın mı yoksa Özel'in mi?

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.