İyi bir garson nasıl olmalı?
MÜŞTERİYLE ADETA TELEPATİYLE ANLAŞIR
Ekibin servis becerisi bizi büyüledi. Bu izlenimlerimi, yemek ve servis konularında en önemli otorite olarak kabul ettiğim arkadaşım Osman Serim ile paylaştım. Garsonun tepemizde, tabağa hamle yapacağı anı beklemediğini, işaretle çağırmamızın da gerekmediğini ekledim. Bana, "İngilizcede garsona 'waiter', yani 'bekleyen' denir. Zira garson, başınızda dikilip, boş tabağınızda bir zeytin çekirdeği var diye koşturup tüm servisi değiştiren kişi değildir. O sizin keyifle yemek yemenizi bekler. Başınızda durmaz ama gözü üzerinizdedir. Zamanı gelince hemen müdahale eder. İyi garson, sizinle adeta telepatiyle anlaşan, ihtiyacınızı anında hisseden kişidir," dedi. Sonra rahmetli Tuğrul Şavkay'dan dinlediği bir anekdotu aktardı. Tuğrul da benim gibi yurtdışında, servis ekibi mükemmel bir restorana gitmiş. Garson, bizimki gibi, her gelen yemek hakkında müşterinin öğrenmesi gereken ayrıntıları, onu sıkmadan aktarmış. Tuğrul da servisten çok etkilenmiş. Yemeğin sonunda bir köşede duran üç katlı dev peynir arabasına gözü takılmış ve tatlı yerine peynir çeşitlerinden seçim yapacağını söylemiş. Şavkay, biraz da garsonu sınamak için tercihini hemen yapmayıp, garsonun bütün peynirler hakkında verdiği bilgiyi sonuna kadar dinlemiş. Onun ilgisini fark eden garson, neredeyse, "Filan dağın güneye bakan yamacında otlayan ineklerin, mayıs ayında toplanan sütleriyle yapılıyor," türü detaylara kadar inmiş. Sonuçta Tuğrul içlerinden üçünü seçmiş. "Bir an garsonun yüzünden adeta bir bulut geçti," dediğini aktardı Osman Serim. Sonra onun ağzından devam etti: "Garsona, 'Yanlış bir seçim mi yaptım?' diye sordum. 'Rica ederim, efendim,' dedi ama ben ısrar ettim. Sonuçta, 'Efendim, siz belki peynir istersiniz diye, bu akşam yediğiniz yemekleri önceden kafamdan geçirmiş, özelliklerine göre, midenizi rahatlatabilecek hangi çeşitleri önerebilirim diye düşünmüştüm. Bana sormuş olsaydınız, size şu peynirleri tavsiye ederdim. Ama sizin seçtikleriniz de mükemmel,' yanıtını verdi." Sevgili okurlar, masanın başında etleri, balıkları porsiyonlayıp, tabağımıza servis etmeyi bıraktıktan sonra, garsonlar kendilerini mutfaktan sofraya tabak taşıyıcısı olarak görür oldu. Rahmetli Tuğrul gibi, hâlâ işinin erbabı garsonların bulunduğunu görmek beni de mutlu ediyor.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.