Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ERDAL ŞAFAK

İş başına

Okuyanlar hatırlayacak; dün 18 Temmuz 2004 tarihli yazımızdan geniş bir alıntı aktardık.
O yazı 1995 Temmuz'unda İkitelli'deki Medya Plaza'da yaşadığımız sel felaketini anlatıyordu.
Ama yazının 18 Temmuz 2004'te kaleme alınmasının bir nedeni vardı: O günlerde İstanbul'u kim bilir kaçıncı kez sel vurmuştu. Özellikle dere kenarlarına kurulmuş mahalleleri, içinden dere geçen ilçeleri...
Yazının 18 Temmuz 2004'te kaleme alınmasının bir nedeni daha vardı: Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş'ın selleri önlemek için radikal önlemler alacaklarını açıklaması:
"Yağmur tabii ki denize ulaşmak için önüne gelen her engeli alıp götürecek. Yerel yönetimler yol göstermediğinden, kendimize göre boş bulduğumuz yerlere geldik, yapılarımızı yaptık. Hiç bakmadık dere yatağına..."
Ve ekliyordu: "Dere yataklarını kesinlikle istimlak edeceğiz." Yani, İstanbul'da ne kadar dere kenarına kurulmuş ev, sokak, mahalle varsa, kamulaştıracaklarını ilan ediyordu.
5 yıl geçti. Hiçbir dere yatağı istimlak edilmedi. Toplumsal bellek de dumura uğradığı için, Topbaş'ın o acılı günde verdiği sözler unutulup gitti.
5 yıl geçti. Topbaş, 2004 Temmuz'unda verdiği sözü yerine getir(e)mediği için özür dileyeceğine, selin sorumluluğunu çok gerilerde kalmış seleflerine yıkmaya çalışıyor.
16 yılın sorumluluğunu bir kalemde çizip 1980'lerin sonunda, 1990'ların başında suçlu aramaya kalkışmak, siyaseten de, vicdanen de yakışmıyor...
O çok eski dönemlerin yöneticileri felaketlerin sorumlusuysa, neden bugüne kadar hesap sorulmadı?
O çok eski yönetimlerin icraatları hatalıysa, neden bugüne kadar düzeltilmedi?
Kusura bakmasın ama Topbaş'ın faciaya yaklaşımı, siyasilerin pek iyi bildikleri "Üç zarf" hikâyesini çağrıştırıyor. Hani bir eski yöneticinin halefine verdiği ve ilkinde "Sıkışınca önce eskileri suçla" öğüdünün yer aldığı "Üç zarf"a.
Topbaş suçlamaları, savunmaları bırakıp, 2004 Temmuz'unda verdiği ama bugüne kadar tutulmayan sözünün 5 yıl sonra tazelenmesi anlamına gelen kararını uygulamaya koymalı: "Ayamama'daki hat üzerine dere yatağının istikametini işaretleyeceğiz, bunu işgal eden ne varsa, yıkıp geçeceğiz."
Haydi, hemen işbaşına. Yoksa bir sonraki sel sözde "Megakent"in yöneticilerini de önüne katıp götürebilir...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA