AB Başkanlığı koltuğunda dünden itibaren iki kişi oturmaya başladı: AB Konseyi Başkanı Herman Von Rumpuy ile AB Dönem Başkanı ve İspanya Başbakanı Jose Luis Rodriguez Zapatero.
Rumpuy'ün gölgesinde kalmaya niyetli olmayan Zapatero, 6 aylık dönem başkanlığı için 10 öncelik belirledi. İspanyol basınının "AB ayakkabısındaki taş" diye yorumladığı Türkiye'yle üyelik müzakerelerinin ilerletilmesi ve yeni başlıkların açılması, bu listede 8'inci sırada sayıldı. Sağolsunlar.
Ama 1 Ocak'ta sadece Avrupa'da yeni bir dönem başlamadı. Ayrıca Asya'da iki "Birlik" dünyaya geldi. İlki, "Avrasya Gümrük Birliği": Rusya, Kazakistan ve Belarus, dünden itibaren ortak gümrük tarifesi uygulamaya başladılar. Yaklaşık 170 milyon kişilik bir ortak pazar anlamına bu oluşumun üç ülkenin gayrisafi milli hasılalarını 2010'da en az yüzde 20 artıracağı tahmin ediliyor.
İkinci birlik çok daha büyük ve önemli: Çin ile ASEAN (Güney-Doğu Asya Uluslar Birliği) üyeleri arasında "Serbest mübadele bölgesi" kuruldu. Anlamı: Çin, Tayland, Singapur, Endonezya, Filipinler, Malezya ve Brunei arasındaki ticarette gümrükler sıfırlandı. 7 ülke birbirlerine ihracatta ve birbirlerinden ithalatta 7 bin kalem mal ve hizmetten hiç gümrük almayacaklar. Bu, aralarındaki ticaretin yüzde 90'ının tamamen serbestleşmesi anlamına geliyor.
4.3 trilyon dolarlık pazar
2008 yılı verilerine göre, Çin'in dış ticaret hacmi 2 trilyon 561 milyar dolar, Singapur'un 648 milyar dolar, Malezya'nın 358 milyar dolar, Tayland'ın 357 milyar dolar, Endonezya'nın 265 milyar dolar, Filipinler'in 109 milyar dolar, Brunei'nin de 13 milyar dolar. Alt alta yazıp toplayın: 4 trilyon 321 milyar dolar! Dünya dış ticaret hacminin dörtte biri!
Çin ile ASEAN üyesi 6 ülkenin toplam ticaret hacimleri ise 120 milyar dolar civarında. "Serbest mübadele bölgesi" ile bu rakamın 2010 sonunda 200 milyar dolara ulaşması bekleniyor.
Bu rakamlara bir de 7 ülkenin nüfusları toplamını ekleyelim: 1.9 milyar kişi.
Özetle dün Uzakdoğu'da dünyanın en büyük serbest mübadele bölgesi veya "Tek Pazar"ı hayata geçti.
Üstelik daha da büyüyecek: ASEAN'ın diğer üyeleri Kamboçya, Laos, Myanmar ve Vietnam beş yıllık geçiş sürecinden sonra serbest mübadele bölgesine katılacaklar.
Büyümekle kalmayacak, ABD Doları'nın "Küresel mübadele parası" işlevi için ciddi bir tehdit oluşturacak: Çin bu serbest mübadele bölgesindeki ticarette kendi parasının, yani Yuan'ın kullanımını teşvik etmeyi planlıyor. Amaç, Yuan'ı ilk aşamada bölgesel para birimi kabul ettirmek. Daha sonra ise...
Türkiye faydalanabilir mi?
Şeytan dürttü... Çin ve ASEAN üyelerinin oluşturduğu bu "Tek Pazar" la acaba Türkiye serbest ticaret anlaşması imzalayabilir mi? Öyle ya AB birçok ülkeyle bu tür anlaşma imzaladı, birçoğuyla da görüşmeleri sürüyor. Ve görüşmeleri sürenler arasında ASEAN bölgesi de var! Ve de AB ile aramızdaki Gümrük Birliği Anlaşması'nın 16'ncı maddesi Türkiye'yi AB'nin imzaladığı tüm serbest ticaret anlaşmalarına aynen uymakla yükümlü kılıyor.
Peki, Türkiye de AB'den bağımsız olarak ASEAN'la serbest ticaret anlaşması imzalamaya kalksa? Mümkün değil! Çünkü ASEAN üyeleri AB ile anlaşma yaptıktan sonra nasıl olsa Türkiye pazarına da gümrüksüz girme hakkını elde edecekler. Neden ayrıca ikili anlaşmayla Türk ürünlerinin kendi ülkelerine gümrüksüz girmesine razı olsunlar ki..
AB, Gümrük Birliği Anlaşması ile Türkiye'ye ne güzel bir armağan verdi, değil mi!
Ne diyorduk? Yeni dönem başkanı İspanya, Türkiye'yle üyelik müzakerelerinin ilerletilmesi için çaba harcayacağını taahhüt etti. Sağolsun. Teşekkürler...
