Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ERDAL ŞAFAK

Demokrasi evi

O 1946 yılında, henüz 10 ay önce bitmiş İkinci Dünya Savaşı'nın yaralarını sarmaya çalışan Avrupa'yı yeni bir başlangıç için ayağa kalkmaya zorlayan İngiltere eski Başbakanı Sir Winston Churchill'in iki konuşması oldu.
İlki, 5 Mart 1946'da ABD'nin Fulton (Missouri) kentindeki Westminster College'de: "Sovyetler Birliği tehlikesi nedeniyle yükselen gerilim karşısında Avrupa'nın birliği daha fazla gerekli. Doğu ve Batı Avrupa'nın ortasına bir 'Demir Perde' düştü."
İkincisi, 19 Eylül 1946'da Zürih Üniversitesi'nde: "Bugün size Avrupa'nın dramından söz etmek istiyorum. Bu soylu kıta, Batı Avrupa'nın tüm ırklarının beşiği. O, Hıristiyan inancının ve ahlakının kaynağı. Burası günümüzde olduğu gibi, antik çağlarda da kültürün, bilimin, sanatın ve felsefenin asıl gerçekleştiği yer, onların kaynağı. Avrupa birgün bu ortak mirası paylaşmak üzere birleşirse, 300-400 milyonu bulan nüfusun yararlanacağı mutluluğun, bolluğun ve zaferin sınırı olmayacak..."

İlk delegasyonumuz
Özellikle bu ikinci söylev Avrupa başkentlerini derinden etkiledi. Çünkü Churchill öncelikle Fransa ile Almanya arasındaki düşmanlığa son verilmesi, iki ülkenin kader ortaklığı yapmaya zorlanması gerektiğini söylüyor, "Bu kader ortaklığı Avrupa Birleşik Devletleri' nin çekirdeğini oluşturabilir" diyordu. Daha sonra aynı konuda hazırladığı bir yazıyı şöyle noktalıyordu: "Avrupa'ya tavsiyemi tek sözcükle özetleyebilirim: Birleşin!"
Churchill'in tüm başkentlerde yankılanan çağrısı kısa sürede sonuçlarını verdi: Fransa, İngiltere, Belçika, Hollanda, Lüksemburg, Danimarka, İrlanda, İtalya, Norveç ve İsveç, 5 Mayıs 1949'da Londra'da, Avrupa Konseyi adı verilen yeni bir kurumun oluşturulmasına ilişkin anlaşmayı imzaladılar. Konsey'in bir de parlamentosu olacaktı: Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi (AKPM).
İlk toplantısını 10 Ağustos 1949'da yaptı AKPM. Ama 10 değil, 12 ülkenin parlamentolarının gönderdiği temsilcilerle. Çünkü arada Türkiye ile Yunanistan da Avrupa Konseyi'nin kurucu üyeleri arasına kabul edilmişlerdi.
Avrupa Konseyi'nin fakir babası Churchill'in de yer aldığı, "Avrupa'nın demokrasi ve insan hakları evi" diye tanımlanan ilk AKPM'de Türkiye'yi kimler temsil etti? Herhalde konuya özel ilgi duyanlar dışında pek hatırlayan yoktur. Sayalım: Tahsin Bekir Balta, Feridun Fikri Düşünsel, Ali Rıza Erten, Kasım Gülek, Said Odyak, Nazım Poroy, Nüvit Yetkin...

Kovulduğumuz yıllar
Bir ülkenin Avrupa Konseyi'ne üye olabilmesi için iki hayati koşulu yerine getirmesi gerekiyor: Demokrasiyle yönetilmesi ve insan haklarına saygı göstermesi.
O nedenle, 12 Eylül 1980 darbesinden sonra 1981 Ocak'ında Türkiye'nin üyeliği askıya alındı. Ama Eylül-Ocak arasında partileri kapatılmış, parlamentosu feshedilmiş AKPM Türkiye Delegasyonu, Strasbourg'a gidip gelmeye devam etti. Milli Güvenlik Konseyi'nin izniyle. Hatta teşvikiyle. Çünkü askeri yönetim "Avrupa Konseyi'nin desteğine şimdilik ihtiyacımız var" diyordu. O günleri en iyi AKPM Türkiye delegasyonu başkanı, dönemin Adalet Partisi Milletvekili Cevdet Akçalı hatırlıyor. Hatta o dönemle ilgili anılarını bir kitapta topladı 85 yaşındaki Akçalı. (1980 delegasyonundan da birkaç isim sayalım: Turan Güneş, Hikmet Çetin, Uğur Alacakaptan, Besim Üstünel, Kemal Kaçar, Muammer Aksoy, Oral Karaosmanoğlu, Metin Toker...)
Nereden nereye... Türkiye demokrasiyi askıya aldığı için1981-1984 arasında dışlandığı AKPM'ye şimdi başkan oldu. "Avrupa'nın demokrasi ve insan hakları evi"nin başkanlık koltuğunda iki yıl boyunca gencecik, pırıl pırıl bir parlamenterimiz, AK Parti Antalya Milletvekili Mevlüt Çavuşoğlu oturacak.
"Gencecik", "Pırıl pırıl" sözcüklerini laf olsun diye sıralamadık. Çavuşoğlu'nu yakından tanıdığımız için, onu gönül rahatlığıyla bu sıfatlarla anlattık.
Türkiye'nin darbe senaryolarıyla, sivil diktatörlük iddialarıyla çalkalandığı bir dönemde, demokrasimizin geleceğinden kuşku duymaya ve duyurmaya kalkanlara Çavuşoğlu'nun AKPM Başkanlığı'ndan daha güzel, daha açık bir yanıt olabilir mi?

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA