Bu ülkede "sosyalizmi" ciddiye alan ne solcu kaldı ne de "sosyalizmden" gıcık kapan liberal veya sağcı.
Nereden mi çıktı bu yargı?
PKK'nın kendini fesih açıklamasının inciği cıncığı teşrih masasına yatırıldı, lakin aynı açıklamanın sonunda yer verilen şu ifadelere kimsecikler dönüp bakmadı:
"Ulus devletçi sosyalizm yenilgiye; demokratik toplum sosyalizmi zafere götürür! / İnsanlıkta ısrar, sosyalizmde ısrardır!.."
Hadi diyelim "ulus devletçi sosyalizm" ile "demokratik toplum sosyalizmi" mukayesesi bir hobi olarak bile dikkatlerini çekmedi.
Peki "İnsanlıkta ısrar, sosyalizmde ısrardır" sözü nasıl dikkatlerini çekmez?
Hayır yani, bu ülkede tarih boyunca bu denli ajitatif, bu denli tetikleyici kaç ifadeye tanık olduk?
Benim bildiğim buna benzer agresiflikte en son 35 yıl önce eski Anayasa Mahkemesi Başkanı Yekta Güngör Özden "Laik olmayan insan değildir" demişti.
Ki, aylarca tartışılmıştı.
İmdi, elinizi vicdanınıza koyun da söyleyin, provokatif bakımından "İnsanlıkta ısrar, sosyalizmde ısrardır" ifadesinin "Laik olmayan insan değildir" ifadesinden aşağı kalır yanı var mı ki zerre miskali üzerinde durulmuyor?
Sosyalizm mi ciddiye alınmıyor yoksa mezkûr fesih açıklamasında herkes paşa gönlüne göre "ifade" mi seçiyor?
O vakit ilk günden dile getirmeye çalıştığımı hatırlatmak isterim: "Kategorik olarak sürece karşı çıkanlar, PKK'nın kendi sosyolojisini rehabilite etmeye yönelik fesih açıklamasındaki ifadeleri öne çıkaracaklardır. Öne çıkarılması gereken, fesih açıklamasındaki 'Tam Bağımsız Türkiye' vurgusudur..."

***

Lozan vurgusunu öne çıkaranlar çok ama sosyalizmi öne çıkaran yok.
Belki büyük sosyalist fondaş devrimci Ruşen Çakır "sosyalizmi" öne çıkarabilirdi ama o da şu sıralar çok meşgul. PKK'nın silah bırakma sürecini İmamoğlu'nun kâr hanesine yazdırmak için panayır hokkabazları gibi yırtınıyor.
Lozan vurgusu elbette öne çıkarılmalıdır, sonuç itibarıyla beka meselesidir. Sosyalizm en fazla tercih meselesidir.
Ne ki söz konusu fesih açıklamasında bu "tercih" insan olmakla bir tutuluyor, onu ne yapacağız?
Lozan'a karşı çıkmak Sevr'e razı olmaktır deniliyor ya elhak doğrudur.
Zira Lozan Antlaşması, İstiklal Savaşı sayesinde ortaya çıkan Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucu belgesidir.
Büyük şairimiz İsmet Özel bir konuşmasında, Lozan Antlaşması imzalandığında ABD'nin Almanya sefirinin, "İsa bir daha çarmıha gerildi ve Amerika bayrağı çamurda sürüklendi..." dediğini nakletmişti.
Lozan'da gayrimüslimler "azınlık" olarak tanımlanırken Kürtler Müslüman oldukları sebebiyle Türklerle bir kabul edilmişti. Yani, birlik/bütünlük "Müslüman kardeşliği" esasıyla teşkil edilmişti.
Sonra ne oldu da bu birliği oluşturan "mana iklimi" zehirlenmeye başlandı?
Dün olduğu gibi bugün de soruyorum:
"Müslüman kardeşliğini" önceleyenleri kuduz köpek gibi kovalayanlar hangi zihniyetin müntesipleriydi?