Görünen o ki, futbolda yavaş yavaş 1980'li yıllara dönüyoruz. Avrupa'nın vasat takımlarına karşı art arda kaybediyoruz, komik goller yiyoruz ve asla oyunu tutamıyoruz.
Maça bakın; 25 dakika çok iyi oynadık, golü de bulduk ama ondan sonrası tam bir fiyasko. Önce şu soruyu sormak lazım: Tunay Torun, Mehmet Ekici, Aydın Yılmaz hatta Emre Belözoğlu kendi takımlarında ne kadar süre alıyorlar? Bu oyuncular kendi aralarında kaç maç oynamışlar? İlk 30 dakika ile geride kalan dakikalar arasındaki fark gece ile gündüz gibi... O dakikaya kadar herkes çok gayretli ama o dakikadan sonra sanki sihirli bir el değmişcesine her şey kötüye gitti.

Volkan yine kötü gol yedi
Golü bulduktan sonra topu ileride tutamadık. Orta sahada pas yapamadık. İkili mücadelelerde başarılı olamadık. Ve belki maçın kırılma anı yediğimiz ilk gol geldi. Volkan Demirel yine çok ama çok kötü bir gol yedi. İkinci devre her şey düzeleceğine her şey daha da kötüye gitti. O mütevazı Macaristan üzerimize dalga dalga gelmeye başladı. Hamit Altıntop ve Tunay Torun'a bakıyoruz. Kesinlikle arkalı önlü oynamaları intihardır. Aynı şeyi Caner Erkin ve Hasan Ali Kaldırım için söyleyemeyiz. Ama bu iş sadece Emre Belözoğlu ve Mevlüt Erdinç'in gayreti ve bir iki oyuncumuzun daha vasatı aşmayan oyunuyla olmaz.

Çok şey kaybettik
Biz dün gece sadece 2014 yılında Brezilya'da düzenlenecek olan Dünya Kupası'nı kaybetmedik. Teknik Direktör Abdullah Avcı'yı kaybettik, Futbol Federasyonu'nu kaybettik. Ama en önemlisi Türk halkını kaybettik. Gelelim İtalyan hakeme.. Hamit Altıntop'un yaptığı hareket penaltı. Yan toptan adamın arkasından koşuyor ve ayaklar takılıyor, karar doğru. Ama maçın sonlarına doğru da bize yapılan penaltıyı es geçti.