BÜLENT TİMURLENK

Glasgow artçıları

Sezonun en tempolu futbolunu 120 dakika oynayıp, penaltılarla elendikten sonra Fenerbahçe'de bedenlerin toparlanması için 3 günlük süre vardı ama Mourinho elbette bunun rotasyonsuz olmayacağının farkındaydı. Farkında olmadığı -mümkün değil tabii- Dzeko, Talisca ve Tadic birlikte oynadıklarında ağır bedenler hücumda sıkıntı çıkartacaktı. Defans üçlüsünü ve önlerindeki Fred-Amrabat ortaklığını bozmamıştı ve puan tablosunda üçüncü sırada yer alan Samsunspor ilk yarıda rakip kaleye isabetsiz şut bile atamadı. Rakibi kalesine getirmeyen F.Bahçe'de Kostic kanadı yerine Oğuz Aydın bölgesinden ortalar geldi ama Samsun bunları uzaklaştırmakta hiç güçlük çekmedi. Mourinho, devrede değişikliğe gitmeliydi. Fred ve Amrabat'ın enerjisi 60'tan sonra düşecekti. Bunu tercih etmedi. Oyuna 58'de giren Osayi sağ kanada geçerken Oğuz solda daha iyi iş yapmaya başladı ama kenardan gelen 3 adam da oyuna ağırlıklarını koyamadılar. Mourinho'nun ilk 11'de başlatabileceği İrfan Can Kahveci kulübeden gelip kaliteli ortalarla 75'ten sonra 10 kişi kalmış Samsun takımının nabzını hiç düşürmedi. Kule santrforlara ısrarla yapılan ortalar dışında bir hücum aksiyonu üretemeyen F.Bahçe, Okan Kocuk'un 90+7'deki iki kurtarışı olmasa kazanabilirdi de. Glasgow'da yaşananlar bir kılıç –ki kolay kapanmaz derler kılıç kesiği- yarasıydı ve F.Bahçe'de hiç kimse milli araya Avrupa'dan elenip -bir maçı eksik- 9 puan geride gitmeyi aklından bile geçirmiyordu…

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.