Konfüçyüs başarıyı tanımlarken şöyle demiş: "Bir amacın başarı limitini insanın kendi inancı belirler."
12 Dev Adam başarıya ulaşmak için yürekleriyle kenetlenmiş. Salonda "Birimiz hepimiz, hepimiz birimiz için mücadele ederiz" felsefesiyle oynuyorlar. Slovenya'yı da yürekli, inançlı mücadele ile yerle bir ettiler. Belki de basketbolda önceden yapılan tüm hesapları, istatistikleri yerle bir edecekler. Çünkü 12 Dev Adam "Çılgın Türkler" rolüne soyunmuş. Ve bu rolü de yürekleriyle, gönüllere taht kurarak oynuyorlar.

TESADÜF DİYE BAKTILAR!
Slovenya karşısında periyot periyot büyüdük. İlk 10 dakikada Hido'nun ve Kerem'in sırtında yürüdük, İlyasova'yı bir mızrak gibi Slovenya'nın içine soktuk.
İlk periyodu 27-14 önde bitirdiğimizde 13 sayılık farka yabancı basın 'tesadüf' gözüyle bakıyordu. İkinci periyoda rakip aynı beş ile başlarken, biz güvendiğimiz, inandığımız Sinan-Enderİlyasova- Semih-Kerim Gönlüm'ü sürdük sahaya... 41. sayımızı İlyasova üçlük olarak rakip potaya bırakırken tribünler "41 kere maşallah" diye bağırıyordu.
Seyirci maçın heyecanına kapıldığı anda tezahüratı unutuyor, anonsu yapan kişi "Tempo düşmesin. Duymuyorum sizleri" uyarılarıyla salonu maça ortak ediyordu.
Devreyi 19 sayı farkla kapattığımızda basketbolda ekol olan Slovenler şaşkın ve dağınıktı.
Üçüncü periyotta başarı limitlerimizin üstüne çıktık. Müthiş alan savunmasıyla ve mücadele gücümüzle rakibin üçlük silahını çalıştırmadık. Ve final periyoduna 28 sayı farkla önde girdik.
Tanjeviç kenardan, Hidayet de oyunda takımı maestro gibi yönetiyordu. Öyle ki Hido bir ara tribünleri bile zafer coşkusuna çekti.
12 Dev Adam'ın önünde bu inançlı oyunları karşısında Sırbistan'ın da diz çökeceğine inanıyorum. Takım disiplinini, takım yardımlaşmasını inançlı mücadeleleriyle birleştiriyorlar.
Teşekkürler 12 Dev Adam. Elinize, yüreğinize sağlık!