YIL 1966.. Bizi Başbakanlık'ta bir geniş salonda topladılar.. "Biz" dediğim ortada "Spor" denince adı akla gelen kim varsa.. Uzmanlar, federasyoncular, gazeteciler, sporcular, hakemler falan.. falan.. falan..
Konu?.. 1961'de planlı ekonomiye geçmiş, 15 yıllık plan yapmışız. Her yıl yüzde 7 kalkınma hedefli. 15 yıl sonunda Türkiye 100'de 100 büyümüş olacak. 15 yıllık plan beşer yıllık programlarla uygulanıyor. İlk beş yıl bitmiş. Şimdi ikinci beş yılın programını hazırlayacak Devlet Planlama Teşkilatı. Bu yüzden, bu spor meclisini toplamışlar. Biz bir taslak hazırlayacağız. Onlar esas şekli verecek.
Söz alan çıkıp konuşuyor. Neler yapılmalı anlatıyor.. Bir, üç, beş, 15 oldu, vakit akşama yaklaşıyor bir adım mesafe alamadık. Genç bir arkadaş çıktı kürsüye..
"Bu şekilde bu toplantı altı ay sürer, sonuç alamayız. Ben geçen hafta dersimi iyi çalıştım. Bir taslak hazırladım. Madde madde okuyayım, üzerinde tartışalım, daha kolay olur, ilerleriz" dedi. Millet zaten sıkılmış. Alkışlarla kabul edildi. Genç adam kürsüye geldi. Başladı okumaya. Türk sporunun sorunları ve harika çözümler.. Bitti.. Alkış, kıyamet.. Necmi Ağabeydi galiba.. Tanyolaç..
"Üzerinde konuşmaya bile gerek yok. Bu taslak harika. Oylayalım" dedi. Anında oya kondu. İttifakla kabul edildi.
Genç adam tekrar kürsüye geldi. Teşekkür edecek sandık..
"Arkadaşlar" dedi.. "Bu okuduklarımı ben hazırlamadım. Size 1961'de kabul edilen 5 yıllık planı aynen okudum, o kadar.."
İki şey ortaya çıktı. Toplantıya katılan o yüzlerce spor uzmanından bir tanesi bile (Ben dahil) "Yahu İkinci beş yıllık programı yapmaya gidiyoruz. 1961'de birinci beş yıl için ne kararlar almışlar" diye merak etmemiştik.
İkincisi ve daha acısı.. 1961'de planlananların bir teki bile ilk 5 yılda yapılmamıştı. O zaman ikincinin ne anlamı vardı?.
Genç adamın yanına gittim. Kucaklayıp, kutladım ve o tarihten sonra bir daha sporun bir tek toplantısına katılmadım.
O genç adam, Jimnastik Federasyonu Kurucu Başkanı Necmettin Erkan'dı. Türk sporuna gerek yönetici, gerek yazar olarak büyük hizmetler verdi. Çok iyi dostumdu. Dün ağabeyim Öcal'dan bir telefon mesajı aldım..
"Bir acı haber daha.. Necmettin Erkan'ı da kaybettik!.."
