Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HINCAL'IN YERİ HINCAL ULUÇ

Tecelli'den Abuzittin'e mekuplar

Abuzittincim,
Bazı adamlar türedi, bizim Datça yarım adasında, Emecik köyünün çevresinde ikide bi yangın çıkartıyorlar kardeşim. En son Sarılimanı yaktılar, o güzelim koy gitti.
40 hektar orman, 20 hektar da tarım arazisi.. Ne yazık ki buradaki yangınlar ulusal medyada yeterince yer almıyor. İstanbul'da değil 40 hektar, 40 tane çam yansa ortalık birbirine girerdi.
Datça'daki peşpeşe yangınlarda, yakalanan yok. Terk edilmiş bi araç bulunmuş fakat kimseye ulaşılamamış.
Farklı yorumlar da yapılıyor. Ormanda görevli bi arkadaşım "Bunlar organize örgütler, fakat hangisi? Bana insan kaçakçılarıymış gibi geliyor" dedi.
İnsan kaçakçılığı ile Türkiye'nin başı yıllardır dertte bilirsin Abuzittincim.
Datça yarım adası çok uygun. Kilometrelerce ıssız kıyılar ve karşısı açık deniz. Yunan adaları hızlı tekneyle olsa olsa 30 dakika. Kaçakçılar buralarda yangın çıkartıyorlar ki insanlar alevlerle uğraşırken onlar öte tarafta işlerini rahat rahat görsünler.
Olabilir.. Fakat olmaması gereken şu: Şimdi, Orman Genel Müdürlüğü' nün son yıllarda, yangınlarına müdahale konusunda, büyük adımlar attığı gerçek. Ormanlık bölgelerde bakıyorsun, Avrupa'daki gibi, yeni model güçlü arozözler devamlı nöbette. Eğitimli yangın söndürme ekipleri var. Ayrıca uçaklar, helikopterler.. Yangınlar çok büyümeden önlenebiliyor. Orman bu konuda büyük aşama yaptı.
Son Datça yangını da böyle oldu ama, "olmaması gereken" lafına geliyorum, şayet gece görüşlü helikopterler olsaydı daha önceden de söndürülebilirdi. Çünkü oraları, tüm gece yandı, sabah gün ışımasıyla birlikte helikopterlerin devreye girmesiyle, alevler hemen kontrol altına alındı.
Bu "helikopter" işlerini bilen bi arkadaşıma sordum. Orman Genel Müdürlüğü, yangın söndürme helikopterleriyle ve uçaklarını (Türk Hava Kurumu'nun bi kaç uçağı hariç) dışarıdan getirtirmiş. Ve bunlar biraz "dandik" helikopterlermiş. Çoğu Rus veya Ukrayna malı.. 3-5 kişi, her yıl yangın mevsimi, büyük paralarla Orman'a kiralarmış. Yani aracılık yapıyorlar, iyi de pazarladıkları mal zayıf. Hatırlayacaksın iki hafta önce biri Denizli yakınlarında düştü. Rus pilotlarla beraber bizim ormancılar da öldü. Dün, Manisa Gördes'te Karayakup Barajının oralarda, başka bi orman helikopteri ağaçlara çarptı, az daha o da gidiyordu. Kullanılamaz halde. Bu kazaların bi nedeni de Rus pilotların (helikopterle birlikte pilotlar da kiralanıyor) çevreyi bilmemesi..
Ama teknik açıdan yetersizliklerini daha önce de duymuştum.. Mesela bi Skorsky veya Puma değiller.. Ormanın elinde Erikson S- 64 de yok.Yalnız bunlar değil, bizdekilere gelinceye kadar başka iyi markalar da varmış.. Ayrıca Orman'ın kiraladıkları, bambi bucket' lerde (alttaki balon) ancak 2.5 ton su taşıyabilirken Eriksonlar 10 tona kadar taşırmış. Anlayacağın, bizim kiralıkların 4 seferde söndürebileceği alevleri bunlar, bi defada söndürebiliyor.
Bu işin tekniğini bilmem, uçak mühendisi bürokrat arkadaşımın anlattıklarını naklediyorum. Ama bi çarpıklık olduğunu da görüyorum. Bu durumda, Orman Genel Müdürlüğü'nün kendi helikopterlerini biran önce satın alması, hem de bunlarda gece görüş sistemlerinin bulunması şart! Ormancıların helikopter alacak parası var mı dersen, sayfa bitti, haftaya yazarım. Münasip yerlerinden öperim, Abuzittincim.
Kardeşin Güneş. gunestecelli@yahoo.com.tr

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA