Şike soruşturmasında UEFA'nın baskıyı artırdığı ve menzilin daraldığı kritik dönemde, Fenerbahçe'nin çok büyük bir ücret karşılığı Sow'u transfer etmesi gerçekten ilginç bir durum. Biz işin teknik analizine bakalım...
Sow fizik gücü kuvvetli, vücudunu kullanan, sırtı karşı kaleye dönük oynama özelliği olan, hem golcü hem de sistemin işlemesine katkı veren bir santrfor. Fransa Ligi'nde tempo çok yüksek ve de fiziğe dayalı sert futbol oynanıyor. Böyle bir ligde 25 golle gol kralı olmak küçümsenmeyecek bir başarı. Kısacası Sow Fenerbahçe için çok önemli bir transfer gibi gözüküyor. Ancak bir de madalyonun öteki yüzü var. Yeri geldikçe vurguluyorum. Ne kadar iyi futbolcu olursa olsun eğer özel hayatına özen göstermiyor ve fizik açıdan düşüş içine giriyorsa günümüz futbolunda başarılı olma şansı yok. Bugüne kadar ülkemizdeki şartlar gereği iyi yabancı transferlerin birçoğu disiplinden uzaklaşıp kendilerine bakmayarak hayal kırıklığı yaşattılar. Fenerbahçe'de özellikle yabancı santrforlarda bu hayal kırıklığını en çok yaşayanların başında geliyor. Anelka gibi önemli bir forvet başarılı olamadı. Sonra Chelsea'ye gitti Premier League'in gol kralı oldu. Güiza İspanya'nın gol kralı olarak geldi. Frikik ve penaltı atmadan La Liga'da gol kralı olmuştu. Fenerbahçe'deki hali ise tam bir perişanlıktı. Bunlara Kezman'ı ve son olarak da birinci sınıf olmasa da Bienvenu'yü ekleyebiliriz. Niang da bana göre tam randımanlı değildi. Tüm bunların ışığında Sow'un takıma ne vereceğini zamana bırakalım.