Efendim bildiğiniz üzere gazeteci-yazar-televizyoncu Cüneyt Özdemir bir bankanın reklam filminde oynadı.
Ve sanki Türk medya tarihinde bir ilk gerçekleşmiş, sanki bir televizyon gazetecisi, bir basın mensubu, bedel karşılığı ilk kez bir reklam filminde rol almış gibi kıyamet koparıldı bizim mahallede.
Tartışmayı başlatan Haluk Hoca (Şahin) diyor ki Cüneyt Özdemir'e dair; "Yıllardır bir haberci olarak tanınmış, halkın güvenini o rolde kazanmış bir insandır. O rolde kazanılmış inanılırlığın ve güvenin para karşılığında başkalarına satılması ya da kiralanması vahim bir etik ihlalidir!"
Haluk Hoca'nın ortaya koyduğu bu argümana "medya etiği" açısından itiraz etmek elbette ki mümkün değil ama dönüp, "Hocam şimdiye kadar nerdeydin o zaman? Niye zamanında sigorta, boya, beyaz eşya veya çay markası reklamında oynayan ünlü baba ve ana gazetecileri de eleştirmedin şöyle etik etik?" diye sormak da en doğal hakkım!
Bir de bence Türk medyası tartışacaksa "ne etik ne değildir" evvela şu "Ekonomi yazarı" kimliği adı altında yazarlık yapan bazı arkadaşların köşelerinden yaptıkları piar çalışmalarını tartışması lazım.
Okuyor musunuz bilmiyorum ama bazı arkadaşlarımız bilerek ya da bilmeyerek çoğu zamanlar köşelerini sevdikleri, sevmek istedikleri bazı isimlerin reklamını yapmak için kullanıyorlar.
İtiraz ettiğim yazarlar, içeriğinde haber değeri taşıyan, okuyana, "Aaaa!!!Gerçekten ilginç!" dedirtecek ekonomi yazıları yazanlar filan değil elbette!
İtirazım sıradan bir sohbeti bile salt "komşular alışverişte görsün" mantığıyla yalapşap bir üslupla kaleme alıp, bunu okura makale diye yutturanlara!
Haluk Hoca'ya tavsiyem, bıraksın bir kenara Cüneyt'in reklam filminde oynamasını falan da şu piar köşecisi arkadaşların durumuna göz atsın bir uzman olarak.
Ve lütfen söylesin bize, hiçbir hakarete, küfre ve tehdide maruz kalmadan sıfır riskle yazı yazan ve köşesini aleni şekilde piar ajansının basın bülteni gibi kullanan bu arkadaşlara da köşe yazarı denmeli mi, denmemeli mi? Bu arkadaşların adı yazdıkları yazılar nedeniyle o mahkemeden, öbür mahkemeye koşturmak zorunda olan köşe yazarları ile aynı kategoride değerlendirilmeli mi, değerlendirilmemeli mi?
Merakla bekliyorum efendim cevabı.