Antalya Altın Portakal Film Festivali'nin bu yılki ana teması, "Muhalefet, mizah ve demokrasi" imiş. Organizasyonu yapan ekibi gerçekten tebrik ediyorum. Çünkü bu üç temanın da iyiceeee anlaşılması için ellerinden geleni fazlasıyla yaptılar.
Biliyorsunuz, muhalefet festivalin açılışından itibaren her daim sahnedeydi. Kim ki bir cümle söylemek için çıktı sahneye, eteğindeki taşları tek tek döktü. Mizah konusunda ise olağanüstü bir işi başardılar. Ekip, Ömür Gedik'i açılış gecesi sahneye çıkararak bizlere "mizah" neymiş ve nasıl yapılırmışı hakikatli biçimde öğretti (Ömür konusunu ikinci yazımda ayrıca ele aldım. Lütfen onu da okuyun).
Ama asıl yaptıkları büyük iş demokrasi adına oldu. Öyle bir rezalete imza attılar ki, festivalin adını tarihe epeyce bi okkalı yazdırdılar.
Değerli okurlarım, inanın böyle bir kepazelik ancak Türkiye'de olur! Duyduğumda kulaklarıma inanamadım. Hani deselerdi; "Filmindeki bir rolünden dolayı ödül verdik"; tek laf etmez üzerine es geçerdim.
Ama bu yılki festivalin onur ödülü bugüne kadar uluslararası arenada tek ödül bile almamış, sinemadaki varlığı ikinci adamlıktan öteye geçmemiş, vasatlığından başka bi yeteneği olmayan İlyas Salman'a verildi.
Diyeceksiniz ki şimdi "Ee ne var Sevilay! Sebil gibi ödül dağıtıyorlar zaten. Bir tane de İlyas'a versinler yani. Ne olur?"
Ama olay o kadar basit değil. Çünkü dünyanın hiçbir yerinde, (buna Uganda'yı da dahil ediyorum) hiçbir demokratik ülkesinde ırkçılığı, kafatasçılığı savunan ve kanlı urgan sallayan faşist zihniyetli bir dergide yazan ve o derginin görüşlerini savunan adama, sırf sanatçı kimliği var diye ödül verilmez!
İzninizle festivali yönetenlere ve jüri üyelerine sormak istiyorum. Söyler misiniz lütfen. Hangi gerekçelerle verdiniz bu ödülü İlyas Salman'a?
Nedir Salman'ı onurlu kılan sizin nezdinizde? Yıllarca filmlerinde Kürt karakterlerini oynayıp, onların çektiği eziyeti, zulmü dile getirip ancak yıllar sonra karşınıza "Ben Türk'üm ve Türkçüyüm" diyerek çıkması mı? Ardına sığındığı Kemalizm'i ve Atatürkçülüğü kullanarak nefret söylemlerinde bulunması mı?
40 yıldır süren kavgaya, "Kanla aldık, kan dökmeden vermeyiz!" naraları atarak çözüm bulmaya çalışanları alkışlaması mı? "Memleket elden gidiyor! Ordu göreve!" diyerek postal yalayıcılığı yapan bir dergide utanmadan yazarlık yapması mı? "Kürtlerin sorunu yok! Kürtlerin istilası var" diyerek memleketi galeyana getirmeye çalışan sloganlara sahiplik etmesi mi?
Nedir İlyas Salman'ı onurlu kılan? Her konuştuğunda ağzından kan damlaması mı?
Bütün bunları yaptığı için mi layık gördünüz, İlyas Salman'a onur ödülünü?
Söyleyin lütfen. Bi cevap verin. Ne için verdiniz o ödülü? Ha Sayın Başkanım. Jüri üyelerim? Ne için?