'Yaya'nın patates mücveri
İstanbul Cihangir'de açılan ve Ermeni yemekleri hazırlanan Jash, müşterilerini nostaljik tatlarla buluşturuyor. Restoranın babacan sahibi Dayk Miricanyan, annesi ve anneannesinin elinden tattığı tarifleri, akordeon eşliğinde servis ediyor
PATRONUN ELİNDEN LAKERDA
Soğuk meze listesi ise epey zengindi. Bunlar arasından midye dolması, yaprak ve lahana sarma, dalak dolma tavası, topik, midye pilaki, Çerkez tavuğu, tarama, lakerda, burada 'demlenme tabağı' diye adlandırılan, beyaz peynir, zeytin, domates, salatalık, biber ilgimi çekti. Salatalara 'canım İstanbul salatası', 'Polonezköy salatası', 'horiatiki salatası' gibi değişik isimler verilmişti. Pilav ve hamur işleri arasından kıtır mantı, peynirli ve mantarlı, deniz mahsullü, midyeli lapalar; yani risottolar ve kayısılı, bademli pilavı gözüm kesti. Restoranın en iddialı ana yemeği tandır etiyle sunulan hünkâr beğendi. Çeşitli et ve tavuk ızgaralar dışında etli yaprak sarma, tavuklu harisa yani keşkek, somon ızgara, iskorpit şiş gibi spesiyaliteler de mevcut. Listeye bir de 'dört kişilik sofra yemekleri' bölümü eklenmiş. Burada kuzu kapama, marul yaprağında kuzu incik, sarma, mevsimine göre patatesli kuzu kokoreç, domuz kol, balık buğulama yer alıyor. Her birinin hazırlanma süresi 45 dakika. Biz yaprak ve lahana sarma, topik, torik lakerdası ve taramayla başladık. Sarmalar Ermeni usulüydü; bol soğanlı, pirinci ezik ve çok lezzetli... Topik de başarılıydı. Dayk Bey'in kendi yaptığı lakerdası az tuzlu, ağızda eriyen, benzeri zor bulunabilecek kalitedeydi. Ismarladığımız tarama bir türlü gelmedi. Üsteleyince, patron, "Tanelerini fazla ezmişim. Unutturmaya çalıştım, ama ısrar ettiniz," deyip taramayı da getirdi. Restoran sahibi hatasını itiraf edince, bize eleştirme şansı kalmadı. Ara sıcaklardan Apikoğlu pastırmasıyla yapılmış paçanga böreğini de tattık. O da başarılıydı. Ana yemek olarak iki kişi, şişte iskorpit ile hünkârbeğendiyi paylaştık. İskorpitin şişini çok uzun zamandır tatmamıştım. Nefisti. Hünkârbeğendi ise sadece iyi közlenmiş patlıcan ile yapılmış, beşamel katılmamıştı. Yemeğin üstüne Ermenilerin 'zıvazeğ' dedikleri kaymaklı ekmek tatlısını paylaştık. Kahvenin yanında da ev yapımı vişne likörü ikram edildi. İki kişi birer kadeh şarap dahil 114 TL hesap bırakıp ayrıldık. İstanbul'da basmakalıp olmayan yemek ve mezeleri, sizi kırk yıllık dostlarıymışsınız gibi ağırlayan bir patrona, arı gibi koşuşturan garsonlara sahip kaç restoran var? Jash işte bu büyük eksiği kapatan bir mekân.
EN SON HABERLER
- 1 Sokak sokak ramazan
- 2 İftarda en sağlıklısı ayran ve komposto
- 3 Risk yoksa zafer de yok
- 4 Geliştirir, dönüştürür, zenginleştirir
- 5 Takım elbise şıklığı
- 6 Gecesi gerdanlık gündüzü seyranlık
- 7 7/24 şehirde yaşam
- 8 Sadece arkadaşız!
- 9 Başarımın sırrı acı çektiğim günleri unutmamam
- 10 Özel okul ücretleri velilere alternatif aratıyor