Pazartesi 16.11.2009

Ünlü Kadınlar Öldükten Sonra Beyazperdede

Kadın oyuncuların ekranda genç ve güzel görünmeleri artık yeterli değil, ölmüş ve ünlü olmaları da gerekiyor. Aynı zamanda tarihin ölümsüzleştiremediği kadınlardan biri olmalılar. Film yapımcıları uzun zamandır özellikle hayatını kaybeden aktör ve aktrisleri mezardan çıkararak anılarını yüceltiyor. Çünkü Oscar jürisi böyle başarı hikâyelerini oldukça beğeniyor. Geçtiğimiz yıl Fransız akrtis Marion Cotillard, "La Vie en Rose" (Kaldırım Serçesi) filminde canlandırdığı Édith Piaf rolüyle Oscar ödülü kazandı. 2000'den bu yana, en iyi kadın oyuncu ödülünün altısı, çoğu ölü olan kadınların biyografik filmlerindeki performanslara verildi. Bu yıl Julia Child, Coco Chanel, Kraliçe Victoria, İngiliz Şair John Keats'nin büyük aşkı Fanny Brawne ve son olarak Amelia Earhart ödül için yarışıyor. Geçen yıl kadın hikâyesi üzerine çekilen , genç bir kızla onun yaşayan ama ölü yakışıklı erkek arkadaşını konu alan romantik vampir filmi "Twilight", süper kahramanların ve erkek çizgi kahramanlarının en fazla hâsılat yaptığı en çok izlenen on film listesine girebildi. Ancak "Twilight" türü filmler genellikle ciddi bir ilgiyi ya da oyuncularla yapımcıların şiddetle arzuladığı heykelciği beraberinde getirmiyor. Bu yüzden Charlize Theron, Floridalı seri katil Aleen Wuornos'u canlandırdığı "Monster" filmi için kilo alarak en iyi kadın oyuncu dalında Oscar'ı hak etti. Aynı şekilde Nicole Kidman da "The Hours" filminde Virginia Woolf'u oynamak için takma bir burun kullandı. Cate Blanchett de Kraliçe Elizabeth rolü için palyaço makyajı yaptı. Hilary Swank yeni filminde pilot Amelia Earhart'ı canlandırmak için herhangi bir protez takmadı. Ama onun yerine koluna bir erkek takarak ilgi çekmeyi başardı. "Amelia" filminin üzerinde de Tarihteki Büyük Kadınlar Teorisi'nin etkilerini görebiliyorsunuz. Çünkü bu tip filmlerde her zaman tarihteki önemli kadın karakterler ve onların hayatlarındaki erkeklerin hikâyeleri yer alır. Erkek biyografilerinde kadınlar sessizce acı çeker, bir kenarda mızmızlanır ya da acı içinde feryat eder. Burada ise esas acıyı Earhart'ın kocası yayımcı G.P. Putham (Richard Gere) çekiyor. Earhart aslında genç kadınları kariyerlerinin peşinden koşmaya teşvik etmişti: "Eğer düşünmeye başlayıp hayatın zorlukları ile başa çıkabilen ve onlarla eğlenebilen insanlar olabilirsek, o zaman evliliğe bedenlerimizden daha başka bir şey verebiliriz." Earhart kısa kesilmiş saçları, pantolona olan düşkünlüğü ve kararlı bağımsızlığı ile Hollywood yapımcılarının kararsız kadın izleyicilere uygun gördüğü modern kadın tiplemesi için fazla kafa karıştırıcı bir örnekti. "Amelia"nın yapımcılarının fark etmesi gereken şey, son Amerikan başkanlık seçimlerinde birçok sinemaseverin kısa saçlı ve pantolon giymeyi seven bir kadın adaya oy verdiğidir. Tabi Hillary Rodham Clinton'un dışişleri bakanı olması hayatının filme dönüştürülmesini engelliyor. Bakan Clinton karakterini büyük ihtimalle Hope David'ın canlandırırdı. "Special Relationship" (Özel İlişki) adındaki Bill Clinton ile Tony Blair'i anlatan böyle bir filmde Clinton karakteri ancak yardımcı oyuncu olabilir. Hala hayatta olan ünlü erkeklerin filmlere sıkça konu oluyor. Ancak bu günlerde güçlü, ilgi çekici, zor, inandırıcı kadınlarla ilgili bir film seyretmek istiyorsanız, o kadın kesinlikle ünlü ve muhtemelen ölü olmalı. Tek başına başarı biyografik bir film için yeterli değil. İyi bir hikâye de öyle. Kadın hikâyeleri Amerikan beyaz perdesinde o kadar marjinal bir hale geldi ki, yapımcılar tarih kitaplarını talan ediyor. Chanel hakkındaki filmin yanı sıra şarkıcı Dusty Springfield'in hayatını anlatan film projeleri de var. Sonunda Janis Joplin hakkında da bir film çekilecek. Şimdiden filmle ilgili spekülasyon yapılıyor. Yaşayan efsaneler Rock yıldızı Joan Jett ve Winnie Mandela ile ilgili film yapmanın da zamanı geldi. Birçok film yapımcısı yaşayan kadınlar hakkında film yapılmasına anlam vermiyor ve o işlerde para görmüyorlar. Tabi "An Education" (Eğitim) filminde olduğu gibi 16 yaşında bir kız berakete veda etmeye hazırsa, o başka. Ciddi bir film için o kadının tarih tarafından tanınmış, ülke yönetmiş, şaire ilham vermiş veya modada ya da yemek yapımında bir devrim yaratmış olması gerekiyor. Tabi karakterin Meryl Streep tarafından oynanması hiç de fena olmaz.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.