Pazartesi 23.11.2009

İş Yerindeki Konuşmalar Acımasızlaşınca...

Yetişkinler arasında iş yerinde yapılan dedikodu, gençlerinkinden daha sinsi olabilir mi? Eğer buna inanmakta zorlanıyorsanız, o zaman, ABD'de bir ilkokulda öğretmenlerin müdürün arkasından yaptıkları konuşmalara odaklanan Çağdaş Etnografi Dergisi'nin son sayısını kaçırmışsınız demek ki. Bu konuşmalar, sosyologlar ile antropologlar arasında uzun süredir teorik bir tartışmaya konu olan "dedikodu tefrikalarının" kayıtları. Taraflardan işlevselciler dedikoduyu, sosyal kuralların uygulanmasını ve grup dayanışmasını güçlendirmesi açısından çok yararlı bir araç olarak görüyor. Diğerleri ise dedikoduyu kişilerin kendi çıkarları yararına sürdürdükleri bencilce ve yıkıcı bir çaba olarak değerlendiriyor. İlk çalışmalarda, orada olmayan birisi ile ilgili olumsuz bir yorum yapıldığında, hedefteki kişiyi savunan olmadığı takdirde konuşmanın gittikçe acımasız bir sohbete dönüştüğü ortaya çıkartılmıştı. Yeni bir çalışmada ise, Indiana Üniversitesi'nden sosyolog Tim Hallett, işyerlerindeki dedikodunun çok yaygın bir biçimde olumsuz olduğunu ancak aşağılamanın daha incelikle, üstü kapalı bir şekilde yapıldığını ortaya koyduğunu söyledi. Dr Hallet, bu çalışmayı Indiana Üniversitesi'nden Donna Eder ve Pennsylvania Albright Okulu'ndan Brent Harger ile beraber yürüttü. Dr. Hallett, "Ofis dedikodusu bir itibar savaşı olabilir. Normal dedikodu gibi, ama daha zengin ve daha özenli. Daha fazla katmanı var çünkü insanlar daha dolaylı ve sakınmacı bir yol takip ediyor. Daha ihtiyatlı davranıyorlar çünkü sadece bir dostu değil işlerini de kaybedebileceklerinin farkındalar" diyor. Ülkenin orta-Batısında bir ilkokulda grup dinamiklerini incelediği iki yıl süresince Dr. Hallett, öğretmenlerin kendilerini rahat hissederek, kamerayla bire bir yapılan röportajlarda patronlarını hiç çekinmeden aşağıladıklarını anlatıyor. Ancak öğretmenler, resmi toplantılarında çok daha farklı. Doğrudan eleştirmek yerine, üstü kapalı ve iğneleyici yorumlar yapıyorlar. Kullandıkları bir diğer dolaylı taktik, bir öncekinin övülmesi. Toplantıda bir öğretmen bir önceki yönetimi özlemle anarken "Çok huzurlu bir dönemdi, eğitim verebiliyordunuz. Kimse sürekli olarak omuzlarınızın üzerinden bakmıyordu" diyor. Diğer öğretmenler de hızla onu onaylıyor. Kimse açık olarak bugünkü müdürün herkesin canını sıkan otoriter biri olduğunu söylemiyor, ama aslında ima edilen bu. Öğretmenler okul müdürü ile dalga geçip, onun "baskıcı" ve "fazla enerjik" olduğundan şikâyet ederken, ortamdaki atmosfer de gittikçe gerginleşiyor. Okul müdürü otoritesinin baltalandığını hissederek, kendisini eleştirdiğinden şüphelendiği öğretmenlere karşı misillemede bulunuyor. Öğretmenler okulu terk ederken öğrencilerin sınav sonuçları da düşüyor. Dr. Hallett, "Dedikodular öğretmenler arasındaki grup dayanışmasını güçlendirdi, ama burada yaşayan herkesin zarar gördüğü bir tür savaştı" diyor. Bazı patronlar ofislere dedikodu yasağı getirmeye çalışmışlar, ancak Dr. Hallett dedikoduları azaltmaya çalışmanın daha gerçekçi olduğunu belirtiyor. Diyelim ki, ofiste rakip bir iş arkadaşınız, orada olmayan arkadaşınızla ilgili dedikodu yapmaya hazırlanıyor. Dr. Hallett hemen onunla ilgili "önleyici olumlu bir değerlendirme" yapmanızı öneriyor. 'Çok iyi iş çıkarıyor değil mi?' gibi hızlıca vereceğiniz bir cevap saldırıyı kesebilir.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.