Pazartesi 25.01.2010

Çin Ekonomisi Durgunluğa Meydan Okuyor, Şimdilik

PEKİN - Dünyanın çoğu ülkesi ciddi bir durgunluktan çıkmaya çalışırken, ekonomik gücün batıdan doğuya doğru yavaşça geçişi bir anda büyük ivme kazandı. Her gün yeni bir kritik eşiğin geçildiği görülüyor. Çin, ABD'yi geçerek ciro açısından değilse de satış adedi bakımından dünyanın en büyük otomobil piyasası oldu. Ayrıca yılsonu verilerine göre, Almanya'yı geçerek en büyük imalat ürünleri ihracatçısı haline geldi. Dünya Bankası tahminleri, dört yıl önce dünyanın en büyük 5. ekonomisi olan Çin'in kısa süre sonra Japonya'yı geçerek 2. ekonomi olacağını gösteriyor. Ekonominin merkezinin doğuya kayması kısmen, gelişmiş ekonomilerin ticaret ve üretimde uzun süredir görülen en sert düşüşü yaşadığı ortamda, Çin'de yaşanan sağlıklı büyüme sayesinde gerçekleşti. Ama bu şans eseri olmadı. Şirketlerin ve tüketicilerin cüretkâr iyimserliğiyle birlikte, devlet ekonomiye müdahale etti. Yakın zamana kadar ABD gibi ana ihraç pazarlarına bağımlı görünen ekonomi, bir anda gelişti. Fakat Çin'in yükselişi bazı problemleri de beraberinde getiriyor. Ülkenin kalkınma formülünün sürdürülebilir olup olmadığı ve dünyanın geri kalanıyla giderek gerginleşen ekonomik ilişkilerin nasıl yönetileceği bu sorunlar arasında. Bazı Çinli ve Batılı ekonomistlere göre, küresel ölçekte bir ekonominin büyümesini sürdürebilir kılmak, onu inşa etmek kadar kolay değil. Dünyanın mali sisteminde daha büyük bir rol oynamak isteyen Çin, şimdiden diplomatik ve siyasi muhalefetle karşılaşıyor. Ülke içinde ise sıradan vatandaşlar ve ekonomistler, devletin ekonomiyi nakde boğmasının konut ve kredi piyasasında spekülatif balonlar oluşturduğunu düşünerek, bunların patlamasının felakete yol açacağından endişe duyuyor. Spekülasyonu engellemek için faiz artırımı gibi hamleler gerekiyor. Ancak bu tip hamleler, ekonomik büyümenin ana motorları olan aşırı yatırımı ve sanayi büyümesini durdurur. Ülke dışında ise Çin'e ulusal parası renminbinin değerini artırması için yapılan baskı artıyor. Ticaret istatistiklerinin Çin'de ihracat artış oranında yıl boyu gözlenen düşüşün Aralık'ta tersine döndüğünü gösteriyor ve bu da baskıların yoğunlaşmasını kaçınılmaz kılıyor. Renminbinin değerinin dolara karşı düşük tutulması, Çin'in ihracatını ve ekonomisini desteklerken ülkenin ticaret ortaklarını giderek sinirlendiriyor. Çin, bir zamanlar gelişen bir ülke olduğunu ve Batılı müşterilerinden bir süreliğine anlayış beklediğini iddia ederek, döviz politikaları konusundaki şikâyetleri elinin tersiyle itebilirdi. Artık dünyanın en hızlı büyüyen ekonomisi olan ve dahası 2 trilyon dolarlık dış rezervi bulunan bir ülke için bu iddia giderek savunulamaz oluyor. New York merkezli siyasi risk araştırmaları şirketi Eurasia Goup'un Çin uzmanı Nicholas Consonery, "ABD'de işsizlik oranının yüzde 10 olduğu ve küresel toparlanmanın yavaş seyrettiği bir dönemde, fişek gibi yükselen Çin'e kur politikasını ve benzer politikaları değiştirmesi için yapılan baskılar bu yıl gerçekten artacak" diyor. Herkes, Pekin'in mali ve ekonomik istikrarına yönelik tehditleri giderdiğine ikna olmuş değil. Krizin başında yaşadığı ihracat düşüşünden ciddi biçimde etkilenen Çin, ülke ekonomisini desteklemek için 585 milyar dolarlık teşvik dağıttı. Devlet bankalarına kredi miktarını bu tutarın iki katına çıkarma talimatı veren yetkililer, piyasası kolay paraya boğdu. Bu da ülke içinde göç eden fabrika işçilerine istihdam yaratıp, hisse ve emlak gibi varlıkların fiyatını arttırdı. Bazı uzmanlar, teşviklerin çoğunun verimsiz projelere ve birkaç yıl sonra patlak verecek batık kredilere yatırıldığından korkuyor. Bu düşünceye göre, 2009 yılında otomotiv üreticilerinin yaklaşık 14 milyon kamyon ve otomobil sattığı, ev fiyatlarının ikiye katlandığı Çin'deki ekonomik patlama, ciddi bir durgunluğa sürüklenme riski bulunan aşırı ısınmış bir ekonomiye işaret ediyor. Rakamlarla değerlendirildiğine Çin ekonomisi hala sağlam görünüyor. Pekin'deki yetkililer, kişi başı GSYİH rakamının bu yıl 2009'a göre yaklaşık yüzde 10 artarak, 4 bin doları geçmesini bekliyor. Çoğu uzmana göre, acil bir tehlikeye dair pek işaret yok. Çin'in daha önce de aşırı harcama dönemlerinden geçtiğine ve çok fazla çelik tesisi ile aşırı miktarda iş merkezi inşa ettiğine dikkat çeken uzmanlar, ülkedeki muazzam büyümenin fazla kapasiteyi emiyor. Yaklaşık 1 milyar insanın hala köylülükten çıkmaya çalıştığı Çin'de, ekonomik büyümenin daha gidecek çok yolu olduğunu belirtiliyor. Indiana Üniversitesi'nde Çin Politikası ve Ticareti Araştırma Merkezi'ne başkanlık eden ve sonsuz ekonomik büyümenin her derde deva oluşuna kuşkuyla yaklaşan Scott Kennedy, "Hiç kimse ekonominin yasalarına karşı duramaz. İsteseniz de istemeseniz de, sonunda büyüme duracaktır" diyor.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.