Giriş Tarihi: 25.1.2010

İnanç ile Ticari Kaygı Arasına Sıkışan Hayatlar

Doğu Harlem'deki Madison Markete gelen Khairul Kabir'in çoğu müşterisi, onun dost canlısı tebessümünün, geçmek bilmeyen utancını maskelediğini fark etmiyor. Bangladeş'ten göç eden bir Müslüman olan 49 yaşındaki Kabir, Kuran'ın yasakladığı domuz eti ve alkol sattığı için sıkıntı duyuyor. Kabir aynı zamanda, kumar sayıldığı için yasak olan piyango bileti de satıyor. Dindar Müslümanların "haram" sayılan ürünleri satmaları hatta tutmaları bile yasak. Kabir'in ikilemi, dini inançların, refah arayışının ve topluma uyum sağlama baskısının çatışma içinde olduğu New York'ta ve Amerika'nın diğer şehirlerinde yaşayan Müslümanlar arasında çok yaygın hissediliyor. Ruhani savaş özellikle Doğu Harlem gibi etnik olarak karışık mahallelerde oldukça belirgin. Müşteriler markete gelince domuz etli sandviç, piyango bileti veya bira almak istiyor ve Müslüman market sahipleri ise rekabet etmek zorunda. Haram mal satışı ile ilgili fikirler, Amerika'da Müslüman camiayı oluşturan insanlar kadar farklılık gösteriyor. Ama Kabir, uygulamayla ilgili hoşnutsuzluğu konusunda emin. Marketin arka duvarına yaslı birayla dolu soğutucuya bir göz atarak, "Haram mal satmak, haram yemekle aynı şey" diyor. "Kendimi suçlu hissediyorum, tamamen suçlu. Dükkanı devredip memlekete dönmek istiyorum. Haram satmak istemiyorum. Her gün bunu yapmam gerektiğini düşünüyorum" diye ekliyor. Kabir, ekonomik durgunlukta hayatta kalmak için onaylamadığı ürünleri satmak zorunda olduğunu söylüyor. "Birçok kötü şey yapıyorum" diyor ve ekliyor "Allah'a beni affetmesi için dua ediyorum." Brooklyn'de kuzeninin sahibi olduğu Sammy's Grocery'de çalışan Muhammed el Naqib, talep azlığından ve "büyük çoğunlukla din yüzünden" marketin bira satmayı dört, beş yıl önce bıraktığını söylüyor. Mahallenin değiştiğini söyleyen Naqip, alkollü içki satışı konusunda, "Kuzenim satıyordu ama ben lisansı devlete geri verdim. Çok satmıyordu" diyor. Mısır'dan gelen 25 yaşındaki Ahmet İbrahim, Doğu Harlem'deki 3-S Deli'de çalışıyor. Çalıştığı marketin din yüzünden değil ama bir önceki sahibinin alkol satma lisansını kaybettiği için bira satmadığını söylüyor. "Ben buraya para kazanmak için geldim" diyor. "Ben burada helal iş yapmaya çalışsam, sadece Müslümanlar gelecek. Burada Amerikalılara satış yapmanız gerekiyor" diye ekliyor. Bazı imamlar, bu kadar rekabetçi bir şehirde yaşamak için Müslümanların karşı karşıya kaldıkları baskıyı anladıklarını söylüyor. Kabir'in imamı, Queens'deki Jackson Heights İslam Merkezi'nin başı Muhammed Fayek Udin, haram mal sattığı için birisini şahsen azarlayabilecekken, karışma gereğini duymadığı söylüyor. Uddin, "Bu ülkede herkes bir şeyler yapmak zorunda. Ben konuşmamı insanların önünde yapıyorum. Kalanı kendi seçimlerine bağlı" diyor. Bangladeş'ten gelen Uddin, "Ceza yok, burada yok" diyor ve ekliyor, "Allah insanları kıyamet gününde cezalandıracak. Benim böyle bir yetkim yok."Amerika'da her tarafta olan baştan çıkarıcı etkenlere rağmen hayatın burada daha iyi olduğunu söylüyor. "Bu ülkede sonsuz özgürlük gördüm. Bizim ülkemizden daha iyi" diyor.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.