Pazartesi 25.01.2010

Patronlar, Suçu Üstlenmeden Özür Diliyor

Amerika, Büyük Bunalım'dan sonraki en kötü mali krizi atlatmaya çalışırken, ülkenin önde gelen şirket yöneticileri çok nadir verdikleri, özür dileme beyanlarını vermeye başladı. Fakat kullandıkları sözcükler, avukat veya halkla ilişkiler uzmanlarınca çoğu zaman öyle özenle seçiliyor ki, suçun ne kadarının onlarda olduğu anlaşılmıyor. Time Warner'ın eski başkanı Gerald M. Levin, "yüzyılın en kötü anlaşması" olarak nitelediği kendi şirketiyle America Online'ın on yıl önceki birleşmesinin günahını üstlenerek heyecan yarattı. Fakat birçok Amerikalı için acıya, kayba ve sıkıntıya neden olan kararların sorumluluğunu sahiplenen üst düzey yöneticiler, attıkları yanlış adımları kabullenen bir avuç Wall Street patronu dâhil, henüz sayıca çok az. "Amerikan kültürü özre prim vermiyor" diyen Pennsylvania Üniversitesi Wharton Okulu işletme profesörü Michael Useem şöyle konuşuyor: "Wall Street'i uçuruma sürükleyenlere karşı kamuoyunun duyduğu büyük öfke, kısmen işleri berbat edenlerin, olanlar için özür dilemeye hiç yanaşmamış olmalarından kaynaklanıyor." Goldman Sachs'tan Lloyd C. Blankfein, JPMorgan Chase'ten Jamie Dimon, Morgan Stanley'den John J. Mack ve Bank of America'dan Brian T. Moynihan, Washington'daki yeni Mali Kriz Soruşturma Komisyonu'nun 13 Ocak tarihli oturumunda, mali krizdeki rolleri hakkında ifade verirken, pişmanlık sanatını tüm incelikleriyle, suçu üstlenmeden hatayı kabullenerek sahneledi. Kurul, Goldman'ın diğer bankalarla birlikte, sorunlu mortgageları ürünlerin arasına kasten kattığı ve kendisi güvenmemesine rağmen, başkalarına sağlam yatırım olarak gösterdiği konusundaki suçlamalarla Blankfein'in üstüne gitti. Blankfein, "Bu tavrı ben de uygun bulmuyorum" dedi ve ekledi: "İnsanların bu yüzden para kaybetmiş olmalarına üzülüyoruz." Kimileriyse eleştirilmek için bir neden görmüyor. Dimon, milyarlarca dolarlık batık kredisine rağmen JPMorgan'ın kurtarılmaya ihtiyacı olmadığını; tersine, Bear Steams'ı acilen devralarak hükümetin kurtarma çabalarına bizzat destek verdiğini ileri sürdü. Geçenlerde yatırımcılara gönderdiği bir mektupta da, bankaların mortgage işinde yanlışlar yaptığını, fakat felaketin "düzenlemelerdeki aksaklıklar" ve derecelendirme kuruluşlarının hataları yüzünden çıktığını ifade etmişti. Yine de Dimon, sektörün federal yardım programlarından olağanüstü yararlar elde ettiğini kabul ediyor. Komisyon üyesi olan avukat Byron S. Georgiou oturumda, "herkes kendi pişirdiğini kendi yeseydi" yabancı menkul değerler üstünde çekilen ziyafetin sonucunun farklı olacağını söyledi. Mack de, "Zaten kendi pişirdiğimizi yedik" diyor "ve boğulduk" diye ekliyor. Mack geçen yıl Şubat'ta, şirketinin mali krizdeki rolü için Kongre'den özür dilemişti. Tabii şirket patronları bu özürlerin hissedar davalarına yol açabileceğinden kaygılanıyor. Nitekim hissedarlar, milyarlık zararları açıklamaması ve birleşme öncesi Merrill Lynch'e ikramiyeler ödemesinden dolayı Bank of America'ya dava açtı. Ocak başında da Illinois merkezli bir emeklilik fonu, milyarlık ikramiye ve tazminat ödemelerinin 2009'da hissedarlarını zarara soktuğunu ileri sürerek, Goldman Sachs'a dava açtı. Virginia Üniversitesi Darden İşletme Fakültesi Dekanı Robert F. Bruner'a göre, üst düzey yöneticilerinin bu kadar zor özür dilemelerinin bir başka nedeni de, hatalarını kabul etmeye alışık olmayan büyük egolara sahip olması. Bruner, "Büyük ve rekabetçi kuruluşların başına kendini alçaltarak ve tevazula çıkılmaz" diyor. Yöneticilerin kusurları için kamuoyundan var güçleriyle özür diledikleri Japonya'daysa tevazu uygulaması bambaşka bir şekilde işliyor. Toyota'nın başında olan Akio Toyoda, daha geçenlerde otomotiv şirketindeki sıkıntılardan ötürü büyük acı duyduklarını söyleyerek şirketin "kayıtsızlık veya ölüme" çok yakın olduğunu ifade etti. Şirket, "Kurtulmak için çırpınıyor" diye uyardı. Mali sektörün önde gelen kimi başka isimleri de gönülsüzce özür diledi. Citigroup'ta bir finans imparatorluğu kuran Sanford I. Weill, Times'a bazı yanlışlar yaptığını ve Citi'nin durumu için "üzgün" olduğunu belirtti. Fakat yine de kurduğu devi savunarak, en büyük gaflarından birinin halef olarak Charles O. Prince III'ü seçmek olduğunu söyledi. Weill, sonradan zararlı olduğu ortaya çıkan dağ kadar riskli borcu üstlenmesinden ötürü Prince'i suçluyor. Time Warner'ın eski başkanı Levin'e gelince; gururu bir yana bırakan özrü yıllarca gecikse de, uzmanlar özür dilemeye zayıflık belirtisi diye iyi gözle bakmayan bir çevrede bunun yine de şaşırtıcı olduğunu belirtiyor.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.