Pazartesi 01.03.2010

Sırada Ne Var, Sayın Başkan?

2008'e gelindiğinde, Amerikalılar artık hükümetlerinden tiksinti duyuyorlardı. Siyasi inatlaşmalardan ve genel beceriksizlikten sıkılmışlardı. Barack Obama böyle bir dönemde yenilik müjdesiyle ortaya çıktı. Çocukluğu bir yana bırakmanın zamanının geldiğini söyledi. Obama'nın seçim kampanyasının iki dayanağı vardı. Birincisi, siyasi inatlaşmanın dozunu azaltacak bir hükümet vaat etti. İkincisi, daha etkin bir yönetim kuracağına söz verdi. Ve inatlaşmayı dışlayan üslubunu Demokratların geleneksel politikalarıyla destekledi. Seçmenlerin ilk dayanağı istedikleri açıktı. Ancak ikincisini kaç kişi istiyordu, onu kimse bilmiyordu. Yeni başkan ekonomik krizin ortasında iş başına geldi ve etkin politikalar öncelik kazandı. Bir yıl önce, yönetimin hedeflerini tek cümleyle özetlemeniz istense, "Barack Obama, Demokratların üçüncü büyük reform dalgasını başlatacak" derdiniz. Franklin Roosevelt, Yeni Görüş (New Deal); Lyndon Johnson, Refah Toplumu (Great Society) reformlarını getirmişti. Obama da üçüncü adımı atarak sağlık hizmetleri, enerji, eğitim, mali düzenlemeler ve ülke hayatındaki başka birçok alanda köklü değişiklikler yapacaktı. Yönetimde belirgin bir Obama tarzı oluştu. Bu tarz Harvard İktisat Bölümü ve yerleşik parti liderliğinin birleşimiydi. Yönetim kadrosuna, hükümetin büyük projeleri hayata geçirme yeteneğine güvenen akıllı ve pragmatik insanlar alındı. Kongre'deki kurt politikacılar da onların önerilerini alarak tasarıları, Demokrat grupların çıkarlarına hizmet edecek şekilde elden geçirdiler. Teşvik paketi, enerji alanındaki sınırla-ve-sat yasası ve sağlık reformu, uzmanca planlamaların ve iktidarı perçinleme yöntemlerinin bir harmanıydı. Devletin ülke hayatındaki rolü temelli olarak değişmek üzereydi. Ama olmadı. Seçmenler büyük değişimlere hazır değiller. Ekonomi yüzünden hayatlarında zaten yeterince belirsizlik var. Amerikalılar 1932 ve 1965'ten farklı olarak, inandıklarından vazgeçecek kadar Washington'a güvenmiyor. Özellikle de kamu harcamalarında artış olacaksa. Yönetimin içine düştüğü duruma ve bunun sonucu olarak tutulan yola, ülkece sert tepki verildi. Obama şahsen hâlâ takdir ediliyor, ama sunduğu önemli tasarıların, teşvik paketinden sağlık reformuna, hiçbiri halktan destek görmüyor. Tarafsızlar yönetimden soğudu. Seçmenler tasarıların somut içeriğine değil, onların temsil ettiği topyekûn saldırıya karşı tepki veriyorlar. Hiçbir başkan, yurttaşların çoğunluğuyla somut bir bağ kurmadan ve zamanın akışıyla uyum sağlamadan sosyal değişimlere önderlik edemez. Obama'da bunlar eksik. Dolayısıyla onun özgün projesi, yani Demokratların üçüncü dalgası sizlere ömür. Yönetim bunu anlamakta direniyor. Tıpkı Bush yönetiminin sosyal güvenlik reformu ve kapsamlı özelleştirme hayalini gerçekleştiremeyeceğini anlamasının biraz zaman alması gibi. Ama şurası kesin, önümüzdeki üç yıla damgasını vuran geniş çaplı bir hareket olmayacak. Şu an yapılması gereken şey, yönetimin yeni bir proje bulması ve umudunu tek bir cümleyle yeniden ifade edebilmesi. Şurası açık ki, Başkan Obama, ülkeyi yönetebileceğini tekrar göstermeli. İlk çıkış kampanyasında yer alan öbür konulara ağırlık vermeli. Bunun anlamı şu: Obama önce Amerikan halkının karşısına dürüst bir kampanyayla çıkmalı. Ekonomik gerçekleri gözler önüne sermeli ve seçmenlere, bedelini ödemeye hazır değillerse devlet hizmeti beklememeleri gerektiğini açıklamalı. İkincisi, farklı alanlarda aşamalı değişimler önermeli ve Washington'un hiç olmazsa küçük adımlar atabileceğini göstermeli. Nitekim Senatör Lamar Alexander da bunu savunuyor ve mevcut güvensizlik ortamında büyük ve kapsamlı reformlar için bastırmanın zamansız olduğunu söylüyor. Haklı. Üçüncüsü, Obama iki partiyi de birleştirebilecek tek lider olduğunu göstermeli. Cumhuriyetçilerin anlaşmaya varmak için herhangi bir gerekçeleri yok. Siyaseten buna ihtiyaçları yok. Oysa başkan, seçmenlerin liderlerinde görmek istedikleri davranışları sergileyebilir. Örnek olarak, Cumhuriyetçilerin sağlık reformuyla ilgili fikirlerinden, görevi ihmal konularında reform veya devlet destekli deneylerdeki düzenleyici engellerin kaldırılması gibi, birkaçını alıp samimi bir uzlaşma teklifi olarak benimseyebilir. Dördüncüsü, mali komisyonu savunmaya devam etmeli. Çünkü Cumhuriyetçiler, vaktiyle destekledikleri bir fikri vergi artışına yol açabilir diye reddederek, bu konuda tamamen ikiyüzlü davranıyorlar. Başkan kendisini göstermeye çalışmayı bırakıp, halka sorumlu yönetim ve siyasi kampanya arasındaki farkı göstermeli. Beşincisi, artık anayasayı tartışmanın zamanı geldi. Aksayan siyasi sistemi onaracak bazı değişikliklere ihtiyacımız olabilir. Önümüzdeki yılları ya iki tarafın birbirini katı ve yolsuz olmakla suçladığı ve bunun için yalan yanlış kanıtlar sunduğu boş inatlaşmalarla geçireceğiz, ya da birileri bu tıkanıklığın üstesinden gelecek. Ya kamu harcamalarında daralan kaynaklar hakkında didişip duracağız, ya da birileri bu mali kısır döngüyü kıracak. Barack Obama, Amerika'nın kendi kurumlarına olan inancını tazeleyebilirse tarihe geçecektir.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.