Pazartesi 08.03.2010

Bir Dokunuş Bin Anlama Gelebilir

Psikologlar, duyguları ifade eden ses tonu ve yüz ifadeleri gibi sözel olmayan iletişim öğelerini uzun zamandır inceliyor. Yumuşak bir ses tonu veya düşmanca bir bakış, hem Tokyo'da hem Timbuktu'da aynı anlama gelir. Bunlar, evrensel bir iletişim sözlüğünü oluşturan işaretlerden yalnızca birkaçı. Bir grup araştırmacı son yıllarda, sözel olmayan iletişimin farklı ve daha zor anlaşılır bir türü olan fiziksel temas konusuna odaklanıyor. Coşkulu bir 'Çak!' hareketi, omza hafifçe dokunuş veya ürpertici bir şekilde kola değmek gibi anlık temaslar, çok şey anlatıyor. Jestlere ve yüz ifadelerine kıyasla daha fazla duyguyu ileten dokunuşlar, bazen sözcüklerden daha hızlı ve doğru bir iletişim kurar. California Berkeley Üniversitesi'nden Psikoloji Profesörü Dacher Keltner, "Öğrendiğimiz ilk dil budur ve ömrümüzün sonuna kadar da duygularımızı ifade etmenin en zengin yolu olarak kalır" diyor. Fiziksel temasla iletilen bu tür mesajların, insanların düşünce ve davranışlarını değiştirebileceğini gösteren kanıtlar çoğalıyor. Araştırmalara göre, öğretmenlerin desteklemek amacıyla sırtına veya koluna hafifçe dokunduğu öğrenciler, diğer öğrencilere göre sınıfta çok daha aktif oluyor. Doktorun anlayışlı biçimde dokunduğu hastalar, diğer hastalara kıyasla muayenenin iki kat daha uzun sürdüğü hissine kapılıyor. Miami Temas Araşt ırmaları Enstitüsü'nden Tiffany Field'ın yaptığı araştırmada, sevilen birisinin yaptığı masajın ağrıları gidermekle kalmayıp, depresyonu hafiflettiği ve ilişkileri güçlendirdiği görüldü. Indiana DePauw Üniversitesi'nden Psikolog Matthew Hertenstein'ın araştırmasında katılımcılar, gözleri bağlı olan tanımadıkları bir kişiye dokunarak, ona bir dizi mesaj iletmeye çalıştı. Memnuniyet, tiksinti ve aşk gibi sekiz ayrı duyguyu iletmeyi başaran katılımcılardan bazılarının başarı oranı yüzde 70'i geçmişti. Doktor Hertenstein, "Eskiden dokunuşun yalnızca duyguları güçlendirmeye yaradığını sanıyorduk. Şimdi bunun düşündüğümüzden çok daha farklı bir işaret sistemi olduğu anlaşılıyor." diyor. Berkeley'deki araştırmacılar, destekleme amaçlı dokunuşların performansa etkisini ölçmek için yakın zamanda bir inceleme yaptı. İnceleme, en dışavurumcu fiziksel etkileşimlerden bazılarının meydana geldiği bir alana, profesyonel basketbola odaklandı. Michael W. Kraus liderliğindeki araştırma ekibi, NBA'in önceki sezonunda her takımın oynadığı bir maçtaki toslaşma, sarılma ve el vurma hareketlerini sınıflandırdı. Emotion adlı dergide bu yıl yayınlanacak olan makalede, araştırmacılar Doktor Kraus, Cassy Huang ve Doktor Keltner önemli bir tespit yaptı. İyi takımların hemen hepsi, kötü takımlara kıyasla bedensel temasa daha çok önem veriyordu. Şu anda ligin en iyi takımlarından olan Los Angeles Lakers ve Boston Celtics, oyuncuların destekleyici temasa en çok başvurduğu takımlar. Araştırmanın destekleyici temasla başarı arasında kesin bir bağlantı kurmadığını kabul eden Kraus, "Bunu kontrollü bir laboratuar ortamında test etmemiz gerek" diyor. Oyuncuların "Çak!" veya benzeri hareketler yapması, muhtemelen stresi düşürerek performansa katkıda bulunuyor. Sıcak bir dokunuşta, güven duygusu yaratan oksitosin hormonu salgılanırken, stres hormonu kortizol azalıyor. Beynimizde duyguları düzenleyen kısım olan prefrontal bölge rahatlıyor. Böylece, asıl işlevi olan sorun çözme çabasına yoğunlaşabiliyor. Vücudumuz destekleyici bir dokunuşu, aslında "Yükünü hafifleteceğim" şeklinde yorumluyor. Virginia Üniversitesi'nden Psikolog James A Coan, "İnsanların sırf bu yüzden başkalarıyla ilişki kurduğunu düşünüyoruz. Bu yolla, sorunları birçok beyin arasında bölüp çözebiliyoruz. Genetik olarak, sorun çözmenin yükünü paylaşmaya programlanmışız. Birisi desteklemek amacıyla bize dokununca, yükün paylaşılacağı mesajını alıyoruz" diyor. Psikologlara göre, başta sevgi ilişkileri olmak üzere, beraberlikler için de kesinlikle aynı durum geçerli. Harvard Üniversitesi'nden Christopher Oveis başkanlığındaki araştırmacılar, 69 çiftle görüştü. Çiftlerden ilişkilerindeki zor dönemleri anlatmaları istendi. Yan yana oturmakta olan çiftlerin ne sıklıkta ve ne kadar süreyle birbirlerine dokunduğu ölçüldü. Sonuçların henüz ayrıntılı incelemeden geçmediğini belirten Oveis, "Şu ana kadarki verilere göre, birbirlerine daha sık dokunan çiftler, ilişkilerinde daha fazla tatmin yaşıyor" diyor. Dokunmanın mı tatmine, yoksa tatminin mi dokunmaya yol açtığı henüz tam anlaşılmış değil. Ancak sevgi ilişkilerinde birinin diğerini de beraberinde getirdiği biliniyor.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.