Pazartesi 08.03.2010

Haiti'nin Yağmura Karşı Çırpınışı

Haiti'nin güneybatısındaki Les Cayes'te 27 Şubat Cumartesi günü sel yaşandı. Port-au-Prince'te önceki Perşembe, Cumartesi ve Pazar günleri o kadar yağmur yağdı ki, sokaklar çamur deryası oldu. Ortalık toprak ve beton tozundan bir bulamaca döndü. Aynı yağmurlar, birkaç hafta sonra gerçek tayfunlar başladığında ülke çapında olacakların da habercisi sayılır. Dağlardan aşağı çamur akacak ve molozla, döküntüyle tıkanan kanalizasyonlar taşarak yolları pis derelere çevirecek. Bir milyondan fazla insan için hayat daha da zorlaşacak. 12 Ocak'ta yerinden yurdundan olmuş depremzedeler yeni bir sefalet ve hastalık dalgasına kapılacak. Tıpkı yıkılıp dökülen Ulusal Saray yakınındaki Champ de Mars meydanının her santimetre karesini çadır ve kulübeleriyle dolduran 16 bin insan veya başkentin yukarısındaki bir yamaca kurulu dokuz delikli Petionville Kulübü'nün golf sahasını yurt edinerek orayı adeta yeni bir şehre çeviren 70 bin insan gibi. Haiti hükümeti ve Port-au-Prince'teki yardım kuruluşları yağmur mevsimine karşı zamanla yarışırken şu korkunç bilmeceyi çözmeye çalışıyorlar: Nüfus yoğunluğu yüksek ve barınma imkânları kısıtlı bir ülkede evsiz barksız bir milyonu aşkın insana sığınacak yer nasıl bulursunuz? Depremden sonraki plan, insanları şehir dışında kamp yerlerine taşımaktı. Fakat yetkililer Şubat sonunda ansızın yeni bir fikirle çıkageldiler. On binlerce insanı yağmurlar gelmeden önce Portau- Prince'in darmadağın sokaklarına geri göndermeye karar verdiler. Başbakan 26 Şubat'ta bu planı onayladı. Kulağa çılgınlık gibi gelebilir ama bu aralar Haiti'de çılgınlık göreceli bir kavram. Şu seçeneklere bir bakın: İnsanlar kimsenin yaşamak istemediği pis, derme çatma yerleşimlerde kalsın ve tayfunlar yaklaşırken dua etsinler. Başkentin kalabalığını hafifletecek güneybatıdaki Jérémie gibi bölgelerde sağlam, geçici konutlar yapılsın. İnsanlar molozla kaplı, ölüm kokusu sinmiş semtlere döndürülsün. Oysa Champ de Mars yakınlarındaki Bel Air ve Fort National gibi varoşlarda evleri yıkılmamış insanlar artçı sarsıntı endişesiyle sokaklarda yatıyorlar. Üstelik geçen ayın sonlarına doğru Fort National'dan hâlâ cesetler çıkarılıyordu. İlk seçenek kabul edilemez. İkincisi ancak birkaç yıl ve tayfun mevsiminden sonra gerçekleşebilir. Üçüncüsü ise düpedüz saçmalık. Yetkililer, şehrin belli bölgelerini molozdan yeterince temizleyebilir ve sel tehlikesine açık semtlerdeki kanalizasyonları düzeltebilirlerse, kamplardaki yoğunluğu hafifletip depremzedelerin hayatını kurtarabileceklerine inanıyorlar. İnsanların yaşadıkları yerlere yakın olup hayat ve işlerinden arta kalanlara tutunmaları mantıksız değil. Fakat geriye bir şey kalmadıysa bunun ne anlamı var? Haiti hükümeti de, yardım kuruluşları da felaketle baş etmekte hâlâ zorlanıyor. Hükümet onca molozu nereye koyacağını bile henüz çözmediği gibi kimin nerede yaşadığından da habersiz görünüyor. Resmi ağızlara göre Champ de Mars'daki sığınmacıların yüzde 80'i, moloz temizliğinin daha başlamadığı Turgeau'dan geliyordu. Oysa kampın her yerinden 40 kadar sığınmacıyla konuştum ve hepsi de Bel Air, Fort National veya St. Martin'dendiler. Turgeau'dan kimse yoktu. İnsanların bir bölümü plandan haberliydi ve birkaç kişi de kayıt yaptırmıştı. Fakat kimse ne zaman, nereye ve nasıl gideceğini bilmiyordu. Champ de Mars'ın kıyısında ailesiyle sıkış tepiş yaşayan 29 yaşındaki Pascal Benjamin, Bel Air'den gelmiş. "Bir yer bulacaklarını duydum ama kimse gelip bizimle konuşmadı" diyor. Selondieu Marcelus, kardeşi Sony ve yeğeni Ricardo'yla konuştum. Alaycı bir grafiti işlenmiş sarı bir çadırın yanında duruyorlardı. "Donnons le pays aux Français" yani "Ülkeyi Fransızlara verelim" yazıyordu grafitide. Marcelus eskiden Bel Air'in Rue Macajoux caddesinde yaşıyormuş. Karısını orada kaybetmiş. Nereye gideceğini, ne yapacağını bilmiyor. Gideceği yerde iş ve elektrik olması onun için yeterli. Marcelus o açıdan farklı. Çünkü Champ de Mars ve göz alabildiğine mavi-turuncu brandalı Petionville Kulübü'nde gördüklerimin çoğu evlerine dönmek için her şeyi yapabileceklerini belirtiyor. Haiti'nin evsizlere yönelik planının yetersiz kalacağı ve insanların olumsuz şartlardan dolayı acı çekip hayatlarını kaybedeceği kesin gibi görünüyor. Ülke için tek akılcı plan, yıllar önce zaten tıka basa dolmuş olan Port-au-Prince'in nüfusunu başka yerlere dağıtmak. Olmayan iş ve yatacak yer bakınan insanların başkente doluşmasını kolaylaştırmanınsa hiçbir mantığı yok. Felaketin boyut ve karmaşıklığını (ve bununla yüzleşmekte ağır davranan hükümetin zor durumda olduğunu) gösteren şey, işte bu mantıksızlığın eldeki tek seçenek olmasıdır.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.