Pazartesi 22.03.2010

İran'ın Nükleer Programı ABD'nin Çevreleme Politikasına Karşı

1960'ların ortalarında, Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Johnson ve danışmanları birkaç ay boyunca Çin'in nükleer tesislerini bombalamayı düşündüler. Çin lideri Mao Zedong'un nükleer bomba elde etmesini engellemek için, Sovyetler Birliğiyle işbirliği yapılması bile düşünüldü. Ancak Asya'da yeni bir savaşa girişmenin maliyetini görünce, çevreleme politikasında karar kıldılar. Bu politika, tehlikeli bir rejimle yaşarken onun en tehlikeli hamlelerini engellemeye dayanıyordu. Çevreleme işe yaradı. 50 yıın ardından, Amerikalıların çoğu Çin'in silahlarından değil, bu ülkeye olan yaklaşık 1 trilyon dolarlık borçtan korkuyor. Çin, en azından şimdilik, nispeten idare edilebilir bir askeri rakip. Çevreleme politikasıyla ilgili benzer bir tartışma yeniden gündemde. Şimdiki konu, İran. Zbigniew Brzezinski gibi önde gelen strateji uzmanlarına göre, Soğuk Savaş'ta işe yarayan politikalar molla rejimine karşı da etkili olur. Foreign Affairs dergisinin bu ayki kapak konusu "İran Bombayı Yaparsa" başlıklı bir makale. Yazarlar, çoğu kişinin kaçınılmaz olarak gördüğü durumu idare etmek için çeşitli senaryoları ele alıyor. Bu arada ABD, Körfez bölgesine aceleyle füzesavar sistemleri ve deniz kuvveti yerleştiriyor. Bunların İran'ın gücünü dengelemek için yapıldığı söyleniyor. Ancak bunlar aslında nükleer çevreleme politikasının birer parçası gibi görünüyor. Yani, yaptırımların İran'ı durdurmakta başarısız olması ihtimaline karşı alınan yedek önlemler. ABD, nükleer çevreleme politikasının seçenekler arasında olduğunu inkâr ediyor. Başkan Yardımcısı Biden, İsrail'e yaptığı ziyarette, "ABD, İran'ın nükleer silah edinmesini engellemekte kararlıdır" dedi. 1960'ların başında, Çin'in nükleer silah edinmesi fikri, çoğu kişi için kabul edilemezdi. Daha yakın zamanda George W. Bush, Kuzey Kore'nin nükleer güç olmasına "asla izin verilmeyeceğini" söyledi. Oysa başkanlık döneminin son 6 yılında buna göz yuman Bush, şimdiki çevreleme politikasına zemin hazırladı. Kuzey Kore'nin müşterilerine yaptığı nükleer malzeme ve bilgi sevkiyatları durdurulmaya başlandı. İran'ı çevreleme tartışmasının ilginç yanı, her iki tarafın da tezlerinin sağlamlığından emin olmaması. Yaptırımları savunanlar, BM Güvenlik Konseyi'nin daha önceki üç yaptırım kararının İran'ı caydıramadığını kabul ediyor. ABD, İran Devrim Muhafızlarını hedef alan yeni yaptırımları geçirse bile, bunlar İran'ın nükleer programını durduracak kadar etkili olmayacaktır. Yaptırımların etkili olmaması halinde askeri müdahaleyi savunanların da bazı şüpheleri var. Bunlar İran'ın vereceği karşılık konusunda emin olamadıklarını kabul ediyor. İran terörist saldırılar başlatabilir, petrol sevkiyatını kesintiye uğratabilir veya Hürmüz Boğazı'nda çatışma çıkarabilir. Obama yönetimi bile, İran'ın hangi durumda ABD'nin sabrını taşıracağı konusunda kararsız. Üst düzey Pentagon ve istihbarat yetkilileri, perde gerisinde Obama ve ekibini eleştiriyor. İran'ın "nükleer silah geliştirme kapasitesine" ulaştığına nasıl karar verileceği belirsiz. Kuzey Kore'nin 2006 yılında George Bush döneminde yaptığı nükleer denemenin hemen öncesinde de benzer bir belirsizlik mevcuttu. O halde, çevreleme politikasının dayandığı esas tez ne? Bunu savunanlar, zaman içinde değişen Çin ve Rusya gibi, İran'ın da değişebileceğini varsayıyor. Çünkü nükleer silah bir ülke için hem bir güç kaynağı hem de bir ayak bağı olabilir. Bir süre önce Oklahoma Üniversitesi'nde konuşma yapan Brzezinski'ye göre, İran'ın atom bombası üretmesi de İran'a saldırılması da "felaket getirecek." İran'ın tarihinde "tehlikeli, iddialı ve hilekâr olsa da, tarihlerinde hiçbir olayın, intihara meyilli olduğunu göstermediğini" vurgulayan Brzezinski, çevreleme politikasının işe yarayacağını iddia ediyor. Ancak James Lindsay ve Ray Takeyh, Foreign Affairs'de yayımlanan makalede, İran'ın durumunun Soğuk Savaştaki vakalara benzemediğini belirtiyor. Başarılı bir stratejinin bu gerçeği dikkate alması gerektiğini belirten Lindsay ve Takeyh, Obama'dan İran'a üç net yasak koymasını istiyor: "Başka bir ülkeye karşı, nükleer olmayan silahlarla savaş açmamak", "nükleer silah, malzeme ve teknoloji satmamak" ve "terörizme verilen desteği artırmamak." Aksi halde verilecek ceza, "gereken her tür imkânı kullanarak yapılan bir askeri misilleme" olacak. Nükleer silah kullanımı da buna dâhil. Bunlar mantıklı öneriler. Ancak burada bir karşı tez de geliştirilebilir: Amerika Birleşik Devletleri, İran'ın nükleer silah yapmasına izin vermeyeceğini söyledikten sonra buna göz yumarsa, İran neden onun tehdidini ciddiye alsın ki?

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.