Pazartesi 05.04.2010

Obama Teröre Karşı Savaşta Taktik Değiştiriyor

WASHINGTON - Röportajlardan ve dava özetlerine ilişkin bir değerlendirmeden şöyle bir sonuç ortaya çıkıyor: Barack Obama yönetimi için çalışan hukukçular, eski Başkan George W. Bush döneminden kalan anti-terör yetkilerinin bazılarıyla ilgili derin görüş ayrılıkları yaşıyorlar. Bu görüş ayrılıkları en çok Dışişleri Bakanlığı'yla Pentagon hukukçuları arasında belirginleşmiş durumda. Ancak Adalet Bakanlığı'ndaki kıdemli hukukçularla ulusal güvenlik birimlerindeki siyasi atanmışlar arasında da anlaşmazlıklar var. Mart ayında sunulmuş gizli dava özetlerini şekillendiren tartışmalar, savaş tutsağı olarak yargısız alıkonan terör zanlılarına ilişkin tanımın ne kadar geniş tutulması gerektiği üstünde yoğunlaşıyor. Bir yıldır süren münakaşalar tüm ulusal güvenlik politikalarını etkileyebilir ve buna ABD'nin nihai olarak gözaltında tuttuğu insan sayısı ve insansız uçaklarla kimlerin yasal olarak öldürülebileceğine ilişkin kararlar da dâhil. Harvard Üniversitesi'nden Hukuk Profesörü Noah Feldman, "Bu tartışma teknik bir konudan öte, kiminle savaşta olduğumuz gibi çok daha temel bir meseleyle ilgili" diyor. "Terörle savaşta Obama'yı çok rahatsız eden iki sorun var: Teröristlerin yargılanmaları ve savaşın Afganistan dışına, Pakistan ve Yemen gibi ülkelere taşınması. Kiminle savaşta olduğumuz meselesi bu ikisini de ilgilendiriyor" diye ekliyor. Başkomutan sıfatıyla Bush, 11 Eylül 2001'den sonra tehdit olarak gördüklerini gözaltında tutmak için neredeyse sınırsız bir yetkiyle donatılmıştı. Başkan Obama ve ekibiyse, başkanlık yetkilerine getirilen sınırlamalara (yani hukukun üstünlüğüne) saygı göstererek de yürütme erkinin savaşı sürdürebileceğini göstermek istiyor. Obama'nın hukukçuları Mart 2009'da kimlerin gözaltında tutulabileceğiyle ilgili yeni bir tutum benimsemişti. Cenevre Konvansiyonları dâhil, uluslararası savaş hukukuna Bush'tan daha fazla saygı gösteren bir tutumdu bu. Fakat gözden kaçan bir şey var: Yönetim bir yandan bu kapsamlı ilkelere bağlı kalmak isterken bir yandan da konvansiyonel ordular için düşünülmüş yasaları terör örgütlerine nasıl uygulayacağını tartışıyor. Küba'nın Guantanamo Körfezi'nde gözaltında tutulanlarla ilgili çeşitli davalara bakan Federal Yargıç John D. Bates, 2009 Şubatında kışkırtıcı bir soru sormuştu: Acaba yeni yönetim, başkanın insanları savaş tutuklusu olarak yargısız hapse koyma yetkisini kullanabileceği şeklindeki Bush'un görüşünü değiştirmek istiyor muydu? Beyaz Saray Danışmanı Gregory B. Craig, Bush'la aradaki farkı ortaya koymak için bunu önemli bir fırsat olarak görmüştü. Obama da başkomutanlığın gözaltılara getirdiği sınırsız yetkileri kullanmak istemediğini açıkladı. Adalet Bakanlığı 13 Mart 2009'da Bush uygulamalarını yumuşatan bir yaklaşım getirdi. Yargıç Bates'e, başkanın ancak El Kaide ve El Kaide'yle ilişkili örgüt üyelerini veya bunların "somut" destekçilerini yargısız gözaltında tutabileceğini açıkladı. Bakanlık bu yetkiyi, 11 Eylül saldırılarının faillerine karşı askeri güç kullanma yetkisi veren Kongre kararına dayandırıyordu. Ayrıca yetkinin kapsam ve sınırının, terörle mücadele şartlarında düşünülmüş de olsa, savaş hukukuyla belirlendiğini kabul ediyordu. Fakat sırf destekçi oldukları gerekçesiyle gözaltına alınanların tıpkı düşman savaşçıları gibi yargısız alıkonabileceğini belirten bazıları yeni kuralları da eleştiriyor. Bush dönemindeki politikaları eleştiren bir hukuk değerlendirmesinin yazarlarından Harvard Üniversitesi'nden Hukuk Profesörü David Barron 2009 Eylülünde bir rapor taslağı hazırladı. Taslakta belirtildiğine göre Hukuk Danışmanlığı Dairesi, düşman güçlerinden uzakta yakalananların yalnızca El Kaide destekçisi olarak alıkonmasını mazur gösterecek bir içtihada rastlamamakla birlikte, kesin bir karara varmaya hazır değildi. Bush döneminde Ulusal Güvenlik Konseyi ve Dışişleri Bakanlığı'nın üst düzey hukukçularından olan John B. Bellinger III, "Bence üsluptaki değişim önemli ve uluslararası alanda yararı oldu" diyor. John B. Bellinger III, "Fakat yasadaki değişiklik büyük ölçüde makyajdan ibaret kaldı. Ve zaten sonuç da değişmedi" diye sürdürüyor konuşmasını. Geçtiğimiz günlerde Amerikan Barolar Birliği'nin bir etkinliğinde konuşan eski insan hakları yetkilisi ve Yale Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Harold Koh'sa (kendisi Bush yönetiminin gözaltı politikasını eleştirenlerin başında geliyordu ve halen Dışişleri Bakanlığı'na üst düzey hukuk danışmanlığı yapıyor) yönetimin gerçekleştirdiği değişikliklerin, ki bunlara işkenceyi yasaklayan kurallara bağlılığın şart koşulması ve gözaltındaki herkesin yasal gereklere uygun olarak tutulmasının temini dâhil, anlamlı olduğunu ileri sürüyor. Koh'a göre ABD artık ulusal güvenlik politikalarının ulusal ve uluslararası hukuka tam uyumlu olduğunu savunabilir, üstelik "çifte standart değil, genel ve evrensel standartlar" çerçevesinde. "Savaş yapmak zorunda olmadığımızı değil, savaşlarımızı yasal çerçeve içinde yapmamız gerektiğini söylüyoruz" diyor.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.