Pazartesi 05.04.2010

Patronun Ailesine Tavsiyeleri

"Bana söylenen şeylerden birisi, 'Asla terlediğini görmelerine izin verme' olmuştu. Bunu duyunca, 'Onların seni terlerken görmeleri gerekiyor' dediğimi hatırlıyorum."

ORLANDO, Florida - Xerox firmasının yüzlerce satış temsilcisi geçenlerde yıllık toplantıları için ABD'nin birçok yerinden buraya geldiler. Tüm dikkat hem tanıdık hem de yeni bir yüzde odaklanmıştı. Şirkette 30 yıldır çalışan Ursula Burns, çoğunun eski arkadaşıydı. Ancak aynı zamanda şimdi aralarında yeni bir mesafe de var. O artık sadece Usula değil, aynı zamanda Xerox'un Başkanı Ursula M. Burns. Temmuz'da Anne M. Mulcahy'nin yerine başkan olan Burns, aylardır şirketin riskli bir yatırımı üzerinde çalışıyor. Affiliated Computer Services adlı dış kaynak kullanımı konusunda uzmanlaşmış şirketin 6,4 milyar dolara alınması üzerine odaklandı. Başkan olarak atanması iki önemli ilki oluşturuyordu. Burns, bir Amerikan firmasının başkanı olan ilk siyahî Amerikalıydı. Aynı zamanda ilk kez bir kadın başkanın yerini başka bir kadın başkan alıyordu. "Hiçbir şey yapmadan bir sürü övgü aldım. İnanılmaz bir şekilde başkan olarak atandığımdan beri her listeye girdim. Övgüler beş dakikalığına iyi ancak daha sonra gerçek hikâyenin tüm parıltısını alıyor. Asıl mesele Ursula Burns değil. Ben şu anda sadece Xerox'u temsil eden kişiyim" diyor Burns. Xerox'un 130 bin çalışanından geçmişi silmelerini istiyor. Daha fazla inisiyatif almalarını ve performansı artırmak için birbirlerine karşı daha dürüst olmalarını öneriyor. Xerox'un kültürünün bir parçasını "Ölümüne iyilik" olarak tanımlıyor. "Belki de Xerox ailesi normal aileler gibi davranmalı. Aile içinde dışarıda olduğunuz kadar iyi olmak zorunda değilsiniz. Medeni ve kibar kalmamızı istiyorum ama aynı zamanda dürüst olmamız gerekiyor. Dürüst olabilmemiz hepimizin aynı aileden olmasından kaynaklanıyor" diyor Burns. 51 yaşındaki Burns, kafasından geçenleri söylemekten çekinmeyen biri olarak tanınıyor. Bu şekilde genç yaşlarda firmanın üst düzey yetkilileri arasında yer almış. Üniversitede makine mühendisliği okuyan Burns, mezun olduktan sonra 1980 yılında yaz stajını yapmak üzere Xerox'a girdi. 20'li yaşları boyunca ürün geliştirme ve planlama bölümünde çalıştı. 1989'da iş hayatı konusunda bir toplantıya çağrıldı. Irksal çeşitlik konusu açılınca üst düzey Xerox yetkilisi Wayland Hicks'e ırksal çeşitlilik yaratmak için özel işe alım kurallarının düzeyi düşürüp düşürmediği soruldu. Hicks düşürmediğini söyleyince Burns çok şaşırdığını hatırlıyor. "Ona, 'Bu tip kurallara destek vermeniz beni şaşırttı' dedim" diyen Burns, birkaç hafta sonra Hicks onu odasına çağırdığında ya azarlanacağını ya da işten atılacağını düşünmüş. Bunun yerine Hicks, bu tip kurallardan endişe duymakta haklı olduğunu ancak olayı böyle yırtıcı bir şekilde sunmanın hata olduğunu söylemiş. Sonra da onunla düzenli toplantılar yapmak istediğini belirtip yönetici asistanlığı görevini önermiş. Daha sonra Burns, firmada aklından geçenleri söylemeye devam etti. Xerox'un Başkanı Paul A. Allaire, üst düzey yöneticilerle aylık toplantılar gerçekleştirirdi. Bu toplantılara Burns ve diğer asistanlar da toplantıya davetliydi. Toplantılarda Burns belli bir senaryoyu fark etti. Allaire, "İşe alımlara son vermeliyiz" şeklinde bir açıklama yaptıktan hemen sonra şirket bin kişiyi işe almıştı. Bir sonraki ay aynı şey olmuştu. Ve bir gün toplantıda söz aldı. "Sayın Allaire, benim biraz aklım karıştı" diye söze başladıktan sonra, "Eğer siz 'İşe alım yok diyorsanız' ve şirket her ay bin kişi alıyorsa, hangi yetkili işe alımları durdurabilir?" diye sordu Burns. Toplantıdan sonra telefonu çaldı. Allaire onu Hicks'ten çalıp kendi yönetici asistanı olmasını istiyordu. Allaire ile çalıştıktan sonra Burns, 1990'larda şirketin fax ve ofis ağı yazıcı sistemleri bölümlerinde belli takımların yöneticiliğini yaptı. 1999 yılında şirketin küresel üretimden sorumlu başkan yardımcılığına getirildi. Geçen temmuz ayında ise başkan olarak atandı. Bunca yıl aldığı liderlik tavsiyelerini artık sınama fırsatı var Burns'un. Bazı tavsiyeleri de görmezden gelmeye karar vermiş. "Bana verilen tavsiyelerden birisi, hiçbir zaman terlediğini görmelerine izin verme, olmuştu. Bunu duyunca, 'Onların seni terlerken görmeleri gerekiyor' dediğimi hatırlıyorum." Orlando'da satış temsilcilerine hitaben yaptığı önemli konuşmada, "korkusuz olmaktan" bahsediyor. "Bu pervasızlık demek değil" diye ekliyor. "Bu benim hayat felsefemin bir parçası ve benim getirmeye çalıştığım şerlerden biri." "Karar verin ve bir şeyler yapın" diyor Xerox'un geleceğini şekillendirmek için kullanacağı temsilcilere.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.