Pazartesi 12.04.2010

Almanya'da Bir Cami Topluma Açılmaya Çalışıyor

VÖLKLINGEN, Almanya - Yabancı düşmanlarının ve çığırtkan basının Almanya'nın Fransa sınırına yakın bu kasvetli sanayi şehrinde akın etmesi için her şey hazırdı. Müslüman bir cemaat Kasım ayında camiye çevirdikleri bir sinemanın çatısına bir minare ve üç altın kubbe inşa etmek için başvuruda bulundu. Şehrin bağlı bulunduğu Saarland eyaletindeki aşırı sağcı parti geçen sene İsviçre'de çıkarılan minare yasağından cesaret alıp konunun üzerine gitti ve 8 metre yüksekliğinde olması planlanan minareye "İslam'ın süngüsü" dedi. Ancak medyanın heyecanı kısa süre sonra yerini sessizliğe bıraktı. Bölge halkını temsil eden yerel grupla cami yöneticileri beraber bir açıklama yaparak "barış dolu ve yapıcı bir işbirliği" çağrısında buldular. Minare inşaatı ise şimdilik ertelendi. Cami bu yılın sonuna kadar kapılarını gayrimüslim topluma açıp, karşılıklı anlayış sağlamaya çalışacak. Minare konusundaki karar ondan sonra verilecek. Cami yönetiminin başındaki Adnan Ataklı, "Minare inşa edilsin ya da edilmesin, diyalogu başlattık ve devam ettireceğiz" diyor. Ekonomik krizin ırkçılığı arttıracağından korkuluyordu. Analistlere göre güçlü sosyal güvenlik ağları, Avrupa'daki Müslümanlara yönelik hoşgörüsüzlüğün artmasını engelledi. Asıl uyuşmazlık ülke içinde değil, ülkeler arasında (özellikle Almanya ve Yunanistan) çıktı. Brookings Ensti - tüsü, ABD ve Avrupa Çalışmaları Merkezi'nden, Avrupa'daki Müslümanlar üzerine araştırmalar yapan Justin Vaïsse, "Hükümetler krizin etkilerini azaltmak için bütçe açıklarının artmasına izin verdi. Bu yüzden hoşgörüsüzlük artmadı. 1930'larda ekonomik kriz sosyal krize yol açmıştı. Şimdi böyle bir tehlike yok" dedi. Özellikle de kadınların türban, peçe ve burka takması ve cami inşa etmek gibi en gözle görülür konularda, İslam'la ilgili hararetli tartışmalar devam ediyor. Ancak araştırmacılar ekonomik sıkıntılar ve İslam karşıtlığı arasında bir bağlantı kuramıyor. Frankfurt an der Oder'deki Viadrina Üniversitesi'nde sosyal ve kültürel antropoloji profesörü olan ve Avrupa'daki Müslüman topluluklara odaklanan Werner Schiffauer, "Ekonomik kriz çoğu Müslümanlardan oluşan göçmen nüfusuna daha büyük bir darbe vurdu" diyor. Völklingen, sanayinin gelişmekte olduğu 1960 ve 1970'lerde misafir işçi olarak Türkiye'den gelenler başta olmak üzere göçmenlere kucak açtı. Şu anda Völklinger Hütte olarak bilinen paslanmakta olan demir fabrikası, hem UNESCO'nun Dünya Kültür Mirası listesinde hem de daha iyi günlerin bir simgesi niteliğinde. Şehrin 1974 yılında 48 bin olan nüfusu geçen sene 40 binin altına düştü. Türklerin en büyük grup olduğu göçmenler, çocukları ve torunlarıyla nüfusun yüzde 12'sini oluşturuyor. Onlarca yıldır burada çalışan, aile kuran ve sonra da emekli olan göçmenlere küçük bir minare inşa etmek büyük bir talep gibi gelmemişti. Ancak bölgede yaşayan Rıdvan Çarpar gibi Müslümanların çoğu konuyu büyütmemenin daha iyi olduğunu söylüyor. Türkiye'den Almanya'ya 5 yaşındayken gelen ve şu anda 35 yaşında olan Çarpar, caminin karşısında bulunan ve şehrin değişen yüzünün bir başka örneği olan kebap salonunda çalışıyor. "Şu ana kadar hiçbir sorun yaşamadık. Minaresiz de olsa cami camidir" diyor Çarpar.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.