Pazartesi 12.04.2010

Geçmişin Gizemlerini Resimleyenler

İngiltere'nin bir yerinde, 600 yıl önce bir sanatçı oturup bir fil çizmeye çalıştı. Ama bir sorun vardı: Daha önce hiç fil görmemişti. Sanatçı bugün "Anne Walshe'ın Hayvan Hikâyeleri" diye bilinen, hayvanlarla ilgili bir kitap için çizimler yapıyordu. Bir fil çizmek için Kenya'ya gidip filleri birebir inceleyemezdi. Londra Hayvanat Bahçesi'ne de gidemezdi. Bir belgesel izleyemez ya da doğa fotoğraflarıyla dolu bir web sitesine giremezdi. Sanatçının filler hakkında bir şeyler öğreneceği kaynaklar eski kitaplar ve mitlerdi. Bu kitaplardan fillerin dizlerinin üzerine çökemediğini ya da cinsel ilişkiye ilgi duymadıklarını öğrenebilirdi sanatçı. Bu eski kitaplarda fillerin illüstrasyonları da vardı ancak bunları çizenler de daha önce bir fil görmemişti. En sonunda "Anne Walshe'ın Hayvan Hikâyeleri" üzerinde çalışan illüstratör topladığı tüm bilgileri harmanlayıp kafasında ilginç bir iş çıkardı. Çizdiği fil, ayaklarında deve toynağı, burnunda da elektrikli süpürge hortumu sıkışmış bull terrier cinsi bir köpeğe benziyordu. Sanatçılar hâlâ gerçek hayatta göremedikleri nesneleri resmediyor. Fakat günümüz sanatçıları çizimin konusu olan nesnelerden binlerce kilometre uzakta değiller. Artık sanatçı ve konusu arasında binlerce ve hatta milyonlarca yıl var. İllüstrasyonları için gerekli bilimsel bilgiye sahipler ancak gerçek ile hayal arasındaki büyük uçurumu hâlâ aşamıyorlar. Örnek olarak geçenlerde 4 bin yaşındaki bir adamın portresi Nature dergisine kapak oldu. Resim, Grönland'da yaşamış bir insanın gen haritasının ortaya çıkartılmasını kutlamak amacıyla çizildi. İnanılmaz bilimsel bir araştırma örneği sergileyerek, bir grup bilim insanı 1986'da Grönland'da bulunan ve o tarihten beri Danimarka'daki bir müzede korunan bir tutam saç telinden DNA'yı çıkartmayı başardı. Kuzey Amerika yerlilerinin eski çağlarda Grönland'a göçtüğü düşünülüyordu. Araştırmacılar Grönland'da 4 bin yıl önce yaşayan insanların genlerinin Kızılderililerle benzeşmediğini buldu. "İnuk" adı verilen kişinin DNA haritası daha çok Sibirya'da yaşayan Çukçi halkına benziyordu. Bulgular Grönland'ın Asya'dan gelen farklı bir göç dalgası ile insan yerleşimine açıldığını gösteriyor. Araştırmacılar daha sonra İnuk'un fiziksel özelliklerini belirlemek amacıyla farklı genleri taramaya başladılar. Daha önce yapılan gen araştırmaları hangi genin hangi özellikleri taşımamızı sağladığını bulmuşlardı. Örneğin Inuk'un kan grubu A RH pozitifti. Detaylı araştırmalar İnuk'un iri yarı bir gövdesi, kahverengi gözleri, koyu renkli gür saçları olduğunu gösterdi. Ön dişleri büyük olan İnuk'ta kelliğe yol açan bir gen bile bulundu. Nuka Godtfredsen isimli bir sanatçı bu ipuçlarından yola çıkarak Inuk'un portresini çizdi. Inuk'un yüzünü oluşturmak için Çukçi halkının fotoğraflarını inceledi. Inuk kelliğe meyilli olmasına rağmen saç tutamı 20 santim uzunluğundaydı. Bu yüzden Inuk'u kelleşmeye başlayan uzun saçlı bir kişi olarak resimlendirdi. Godtfredsen'in çizdiği portre son derece mantıklı ancak gerçek değil. Şu anda Kutup yakınlarında yaşayan binlerce insan, iri gövde, esmer saç ve kahverengi göz tarifine uyuyor. Ayrıca genlerin nadir olarak kişisel özelikleri ortaya çıkardığı da unutulmamalı. Çizilen portre ne kadar iyiyse, onu yapmak için gereken araştırmaların karmaşıklığını unutmak o kadar kolay oluyor. Geçen ekimde fosiller üzerinde uzmanlaşmış sanatçı Jay Matternes, insanoğlunun Ardipithecus ramidus adı verilen 4,4 milyon yaşındaki bir akrabasının çok güzel bir portresini çizdi. Matternes'den illüstrasyonu yapmasını isteyenler fosili bulup 1990'ların başından beri analiz eden Amerikalı ve Etiyopyalı bilim insanlarıydı. Araştırmacılar sonunda Ardipithecus ramidus detaylı bir tarifini verebileceklerini düşünüyorlardı. Matternes'in portresindeki Ardipithecus ramidus şu an yaşayan hiçbir canlıya benzemiyor. Bir maymuna benzeyen uzun el ve ayakları, yine bir maymunu andıran yuvarlak bir yüzü var. Buna karşın bir insan gibi dik duruyor. Matternas ve araştırmacılar portre üzerinde yıllar boyunca uğraştı. Önce iskeleti çizdi. İskeletin üzerine kaslar ve son olarak da deri ve saç ekledi. Matternes resmi çizerken derin anatomi bilgisini de kullandı. Ancak ne olursa olsun, Metternes'in Ardipithecus ramidus portresi bilimsel bir hipotezden ileri gidemiyor. Matternes Ardipithecus'un rengini sadece günümüzün maymunlarına bakarak tahmin edebiliyor. Aslında daha eski fosiller renkler konusunda bazı ipuçları veriyor. Geçenlerde Science dergisi Anchiornis isimli 150 milyon yıl önce yaşamış tüylü bir dinozorun suluboya resmini yayımladı. Vahşi yaşam ressamı Michael DiGiorgio tarafından yapılan resimde, kızıl renkte tüylerle kaplı bir ibiğe, alacalı bir yüze, koyu gri bir vücuda ve capcanlı beyaz çizgileri olan kanatlara sahip bir dinozor görülüyor. DiGiorgio resmi Anchiornis fosili üzerine yapılan yeni bir analizden yola çıkarak yaptı. Fosilde dinozorun kemikleriyle birlikte tüm vücudunu saran tüylerde belli oluyordu.Bu tüylerde melanozom denilen mikroskobik yapılar bulunuyordu. Melanozomların büyüklüğü, şekli ve dizilişi yaşayan kuşların tüylerinin renklerini belirliyor. Anchiornis üzerine yapılan bu yeni çalışmada, araştırmacılar ilk kez melanozomlardan yararlanarak bir dinozorun vücudunun tamamının renk haritasını çıkardılar.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.