Pazartesi 12.04.2010

Yeni Bir Haiti İçin Yeni Bir Vizyon

Yabancılar Haiti'nin acısına sempati duyarken, bu ülkenin kurtarılamayacak kadar kötü durumda olduğunu düşünüyor. Ancak şimdi gündemde bir kurtarma planı var ve şaşırtıcı derecede inandırıcı görünüyor. Haiti hükümetinin Birleşmiş Milletler Bağış Konferansı'nda ilk kez gözler önüne sunduğu anlaşılır ve geniş kapsamlı yeniden inşa yönetmelikleri, ülkenin geleceğini önemseyen herkese bir umut vermeli. Haiti'de bayındırlık işlerinden sorumlu devlet kurumunda çalışan bir grup şehir planlamacısı tarafından hazırlanan planın odağında tek bir fikir var. O da başkent Port-au-Prince'in nüfusunun büyük bir bölümünün, birçoğu doğal felaketlere duyarlı bölgelerden güvenli bir uzaklıkta bulunan daha küçük şehirlere dağıtılması. Bu plan Haiti'yi, tamamen tek bir metropolün hâkim olduğu ülke konumundan, planlamacıların "büyüme kutupları" olarak adlandırdıkları daha küçük şehirlerin yer aldığı bir ağa dönüştürecek. Yönetmelikler hâlâ gelişme aşamasında ve Haiti'nin kaderi kaçınılmaz olarak, planlamacıların faaliyet alanının dışındaki ekonomik ve siyasi gelişmelere bağımlı olacak. Ancak bu yönetmelikler hali hazırda New Orleans'da Katrina Kasırgası sonrası için ya da 2004 yılında Asya'nın tsunamiden etkilenen bölgeleri için geliştirilen yeniden imar planının çok ötesine geçmiş durumda. Planın doğal felâketler ve ülkenin şehirleşme tarihi hakkında altını çizdiği konular oldukça tatmin edici. Bu plan ülkenin sadece yeniden inşası değil aynı zamanda yıllardır yaşadığı çarpık şehirleşmeden kaynaklanan sorunlarına da çözüm olabilir. Bu sorunların nedeni yüzyıl öncesine dayanıyor. Haiti bir zamanlar kırsal merkezlerden oluşuyordu ve tarıma dayalı ekonomik faaliyetleri kuzey, batı ve güney kıyılarında bulunan limanlar arasında paylaştırılıyordu. Ancak ABD'nin 1915 yılında ülkeyi işgal etmesinden sonra tüm ekonomik faaliyetler ABD askeri üssünün bulunduğu Port-au-Prince'e kaydırıldı. Liman büyük buharlı gemilere yer açabilmek amacıyla genişletilirken kuzey ve batıdaki diğer büyük limanlar önemlerini kaybetmeye başladılar. 1960'lı yılların ortasında Diktatör François Duvalier gücünü tamamen başkente aktarma çabasının bir parçası olarak diğer limanları tamamen kapattı. Duvalier'nin oğlu ve varisi Jean-Claude'un ülkeyi 1986 yılında terk etmesiyle beraber oluşan siyasi karışıklık Port-au-Prince'in daha da büyümesine yol açtı. Bunu izleyen 20 yılı aşkın bir süre içinde şehrin nüfusu neredeyse ikiye katlandı ve bazı kaynaklara göre üç milyona yaklaştı. Bu büyümenin etkisi hem şehir hem de ülke için felâket oldu. Başkent çarpık bir şekilde büyürken kırsal merkezlerin ekonomik büyümesini de önledi. Şehir planlamacısı ve Haiti'nin BM'deki özel temsilcisi Leslie Voltaire, "Bir denge sağlamak gerekiyor. Eğer hiçbir şey yapmazsak, Port-au- Prince'ın nüfusunun önümüzdeki 15 yıl içinde, 6 milyon kişiye ulaşması bekleniyor. Bu da şehrin şiddet ve suç üreten bir merkez haline gelmesi demek. Bizim ekonomik belkemiğimiz tarım ve turizm. Bunlar da doğaları gereği merkeziyetçi yapıya karşı" diyor. Başkentin küçültülmesi ve kırsal kentlerin canlandırılması fikri ilk kez 1987 yılında ortaya atılmış. Siyasi gücü kırsala dağıtma arzusunda olan hükümet tarafından hazırlanan Duvalier sonrası anayasada bu fikir kutsal bir hedef olarak yer almıştı. Şehir planlamacıları tarafından o tarihten beri periyodik olarak gündeme getirilse de hiçbir zaman yürürlüğe girmedi. Deprem sonrası çevresel ve jeolojik endişelerin artması bu yaklaşımı daha da acil bir duruma soktu. Yönetmelik özünde, son felâketi bir fırsat olarak kabul ediyor. Portau- Prince'de aralarında okulların ve hastanelerin de bulunduğu binlerce kamu binası yıkıldı. O zamandan beri hayatta kalanlardan 600 bin kişi başkenti terk ederek kuzeyde Cap Haitien ve ülkenin merkezinde yer alan platodaki Hinche gibi kentlere kaçtı. Batı sahilindeki liman kenti Gonaïves'in nüfusu üç aydan daha kısa bir zaman içinde 200 binden 300 bine yükseldi. Birçok okul ve hastanenin daha küçük şehirlerde yeniden açılması ile yeniden yapılanma bir kere başladıktan sonra insanların Port-au-Prince'e dönmesinin önleneceği düşünülüyor. Yeni yapılar, meydanlar veya parkların etrafında yapılırsa sosyal merkez sıkıntısı çeken toplum için bir fırsat da doğabilir. Planlamacılar kırsal bölgelerdeki köylere de aynı planı uygulamayı düşünüyorlar. Köyün merkezinde pazar, okul ve sağlık ocağı bulunacak ve etrafı da tarlalarla çevrili olacak. Voltaire, "Plan sadece bölgesel kutupların tarım, turizm, sanayi ve özellikle de istihdam açısından birer cazibe merkezi haline geldiği takdirde çalışır. Aksi halde bu insanlar geri döner" diyor.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.