Düşük Teknoloji Daha Başarılı Olabilir

Basit çözümler teknolojiden daha başarılı olabilir. Meksika Körfezi'ndeki petrol sızıntısının yayılmasını durdurmaya çalışan bir işçinin elinde "kıl torbası" vardı. Zamana meydan okuyan bir tasarım, timsah ve köpekbalığı gibi kalıcı olabilir. 1950'lerde yüksekten uçan bir casus uçağı olarak tasarlanan U2, hassas askeri tesislerle ilgili bilgi topluyordu. Bu durum, Rus ordusunun 1960 yılında bir U2'yi düşürmesiyle ortaya çıkan uluslararası krize kadar sürdü. Lockheed şirketinin ürettiği U2, kötü şöhretine rağmen hâlâ Amerikan askeri keşif faaliyetlerinin belkemiği. The New York Times'ın haberine göre, bu biçimsiz ve idaresi zor jet uçağı, uydu istihbaratı ve insansız uçaklar çağında bile önemli askeri istihbarat sağlayıp hurdaya çıkarılmaktan kurtuluyor. Sürgülü cetvel ve kurşun kalemle tasarlanan bir uçak için hiç de fena değil. Tıpkı timsah ve köpekbalığı gibi, başarılı bir tasarım da rakiplerine karşı yıllarca üstünlük sağlar. Bu yüzden, bir köpeğin yapabileceği işi, ileri teknoloji ürünü bir alıcıyla veya gösterişli bir cihazla yapmayın. Köpekler birçok konuda teknolojiden daha iyi. Uyuşturucu ve bomba arayan köpekler, ayrıca kanserli tümörleri bulmakta MR cihazlarıyla yarışıyor. Sable adlı kırma köpek, Michigan'ın Lansing kentinde suyu koklayarak kirli olup olmadığını anlamaya çalışıyor. Şehir sularına karışan çok küçük miktardaki lağım suyunu bile tespit ediyor. The New York Times'a göre, maliyeti 100 bin dolara kadar çıkan laboratuar testlerine kıyasla, Sable çok masrafsız. Ne yazık ki, köpekler Meksika Körfezi'nin tehlike altındaki plajlarında az miktardaki petrol kalıntısı aramayacak. Meydana gelen devasa petrol sızıntısını belirlemek çok kolay. Ancak düşük teknoloji içeren çözümler burada, en iyi olmasa da en temel önlemleri oluşturuyor. The New York Times'da belirtildiği gibi, derin deniz sondajları sürekli gelişti. Ancak petrol sızıntısı derine inebilen robotlarla ve üstünkörü yapılmış beton kubbeyle durdurulamadı. Petrol sektörü bu durumda eskiden kalma şamandıraları, deniz süpürücülerini ve kimyasalları kullandı. Büyük petrol şirketlerince desteklenen Deniz Sızıntısı Önleme Şirketi'nin Başkan Yardımcısı Judith Roos, kullandıkları araçların çoğunun 1990'lardan kalma olduğunu belirtip, "Teknoloji o günden beri çok değişmedi" diyor. Sızıntının yayılmasını engellemek için kullanılan düşük teknolojili bir diğer çözüm de kıl torbaları. Bir süreliğine saçını yıkamayan herkes, kılların yağ tutma kapasitesini bilir. The New York Times'a göre, kuaförler ve evcil hayvan bakımı yapan işyerleri tonlarca saç ve kıl, çorap üreticileri de naylon çorap bağışladı. Bir araya getirilen bu malzemeler, sızıntının yayılmasını engellemek için kullanışlı ve pratik bir çözüm. Öte yandan, müzik teknolojisi ilerlerken, eskiye meraklı tuhaf müzikseverler geçmişe dönüyor. Müzik teknolojisinin gelişimine şüpheyle bakan bu insanlar, 1970'lerde durmadan dinledikleri "Ayın Karanlık Yüzü (Dark Side of the Moon - Pink Floyd)" albümünün vinil plak kayıtlarındaki ses kalitesinin, iTunes'a kıyasla daha iyi olduğunu söylüyor. Joseph Plambeck'in The New York Times'da yazdığı gibi, "Çoğu uzmana göre, sıkıştırılmış müzik dosyaları CD'ye ve eski vinil plak kayıtlarına kıyasla daha tiz, gevrek ve tenekemsi bir ses veriyor." Daha iyi ses kalitesine sahip müzik dosyaları bir gün MP3'ün yerini alacak. Ciddi müzikseverler o güne kadar, vakum tüplü amplifikatör ve pikap platformu gibi eski aletlere tapacak. Manhattan'da ses sistemleri satan Stereo Exchange adlı mağazanın danışmanı John Zimmer, "MP3 müziğin ruhunu öldürdüğü sürece" analog cihazlara yönelik sevginin süreceğini söylüyor. KEVIN DELANEY