Pazartesi 24.05.2010

Vitrin Mankenleri Bizi Anlatıyor

1936 yılında, Cynthia adlı alımlı kız yerel bir kahramana dönüştü. Cynthia'nın beraber dolaştığı Lester, kızı New York'un bütün gösterişli mekânlarına götürdü. Lüks gece kulübü El Morrocco ve operada birlikte görüldüler. Cynthia bir yıl sonra Life dergisinin kapağındaydı. Ancak hayranlarının Cynthia'ya gönderdiği mektupları Lester cevaplıyordu. Çünkü Cynthia, Lester Gaba'nın yaptığı cansız bir mankendi. Saks Fifth Avenue mağazası, gerçek boyutlara sahip bir manken sipariş etmişti. Sabundan heykeller yapan ve sonraları Günlük Kadın Giyimi (Women's Wear Daily) adlı dergide yazar olan keşfedilmemiş yetenek Lester istekle işe koyuldu. Lester 1953'te, yarattığı içi boş kadına bir televizyon programı yaptırmak istedi. On bin dolarlık masraf yaparak mankenin çenesine kablolar yerleştiren Lester, ona birkaç esprili söz söyletmeye çalıştı. Kabloları mankenin giydiği Dior marka elbisenin altına saklamıştı. Birkaç yıl sonra The New York Times'dan Gay Talese'ye bunların işe yaramadığını söyleyen Lester, "Cynthia işi mantıksızdı" dedi. Bu hikâye neden bu kadar tanıdık geliyor? İpeksi gür manken saçı ve rujlu manken gülüşüyle, sokaklardaki her gösteriyi veya cinayeti aynı donuk bakışla aktaran televizyon sunucuları sayesinde aşina olduğumuz bir görüntü bu. Bir akşam arabayla Saks mağazasının önünden geçerken, yanımdaki arkadaşım bana dönüp "Acaba mankenler bizimle ilgili ne düşünüyordur?" dedi. En iyi ihtimalle mankenler bize, nasıl durduğumuzu ve bedenlerimi nasıl taşıdığımızı söylüyor. Uzun boylu, ince, atletik, büyük göğüslü veya Amazon gibi olmak isteyip istemediğimizi ya da vücut kıvrımlarımıza ne derece dikkat etmemiz gerektiğini söylüyor. Bir manken başsız, renksiz ve ifadesiz göründüğü en kötü haliyle bile, bizimle ilgili bir şeyler söyler. 30 yıl kadar önce Manhattan 5'inci Caddede yürürken, mankenlerin arasındaki farkları görmek daha kolaydı. Bu farklar sadece renk veya etnik özelliklerle ilgili değildi. Yenilikçi teşhir yöntemleriyle moda sayesinde, tavır ve duygu anlamında da farklar vardı. Oysa artık birkaçı hariç, caddedeki vitrin mankenleri daha sade. Bu sade mankenleri kullanan mağazalar, ırk ve etnik kimlik konularına girmek istiyor. Hâlbuki bu farklılıklar, şu sıralarda bloglar üzerinde daha çok öne çıkıyor. Gerçekçi görünümlü mankenler üreten, New York ve Londra merkezli Rootstein şirketinin Başkan Yardımcısı Michael Steward, "Çoğu mağaza, ayırt edici özellikten yoksun mankenleri parlak beyaza boyayarak tehlikeli konulardan uzak duruyor. Kimse yanlış bir şey yapmak istemiyor" diyor. Steward, müşterisi olan bir modacının reklam çekimleri için fotomodellere günde 50 bin dolar verdiğini, ama iş vitrin mankeni seçmeye gelince ince eleyip sık dokuduğunu söylüyor. Müşteri sonunda, "Tamam, başsız olsun yeter" demiş. Çoğu perakendeci, parasal ve estetik kaygılar nedeniyle sade vitrin mankenlerini tercih ediyor. İnternetten yapılan satışlara ağırlık verilirken, vitrin teşhiri önemini kaybediyor. Saks'ta ürün teşhiri faaliyetlerini yöneten Richard Fosdick, sade mankenler için "Mesajınızı iletmenin çok daha kolay bir yolu" diyor. Ancak Johnny Hooley gibi perakendeciler, gerçekçi görünümlü mankenlerin tekrar moda olduğunu söylüyor. Hooley, İngiltere'deki 63 Zara mağazasında ürün teşhirini yürütüyor. Ona göre, hep aynı şeyleri görmekten sıkılan genç müşteriler, daha yaratıcı çözümler istiyor. Barneys'in New York mağazasının yaratıcı yönetmeni Simon Doonan, sade manken kullansa da perukların cazibesini anlayabiliyor. Doonan, "Ürün teşhiri işlerine bakan insanlar, gerçekçi görünümlü mankenlerin bu kadar gözden düştüğü bir dönem yaşamamıştı. Ama artık mankenleri Lady Gaga'ya benzetmek moda" diyor. Daha çok vitrinde gerçekçi manken görmek harika olurdu. Vitrinler eskiden insani hevesler ve dramlar için bir sahne işlevi görüyordu. Örneğin, çağdaş performans sanatçısı Victor Hugo, 1970'lerde Madison Avenue'deki Halston mağazasının vitrinine doğum yapan bir vitrin mankeni koymuştu. Artık bütün bu yaratıcılık internete yöneldi.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.